Gözlerinin perdesi önünde soyunuyordum benliğimin soysuz gömleğinden.
Tüm bildiklerimi fırlatıp uzaklara
çırıl çıplak bir akılla öğrendim seni.
Rüzgarlı gecelerde yağmur damlaları gibi çarpardı inciden dökülen kelimeler.
Hafızam içerisinde sihirli bir dokunuşla yerliyerine otururdu. Tek bir satır atlamadan ezberledim seni. Ama bakışlarımızda gizlendi o tek hece üç harf. Sırlar ülkesinden ışık hüzmeleri tülleri aydınlatırken bile hep saklı kaldı bizde.
Bir yanda akik diğer yanda zümrüt köklerle sarmallanmış bir kafeste gizlendi sınırsızca.
Aytaşı ufalamış, güneşi söndürmüş bekleyişlerle dolu dizgin sürerdik atlarımızı sonsuz yamaçlara. Tutsak hislerden sıyrılmak için
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta