Gamze Gamze Şiirleri - Şair Gamze Gamze

Gamze Gamze

Bir karanlık zamanda ban
Varlığının ışığıyla aydınlanırken
Gözlerim sensizliğin buğusunu yansıtırken
Hüzün yakışır bana

Sensizlik bir kez daha

Devamını Oku
Gamze Gamze

Kaybolan sevdaların görünmez yolcusuyuz. Her molada yeni bir yok oluşa giden. En başından gelişleriyle mi imkansız? yaşarken unutturmuş olduklarıyla mı tutarsız? Bir anlık gerçeklerden uzaklaşmak gibi mi? Bir aldanış mı? Yoksa en başından kaybolan sevdalar. Ya da bedenimizde var olup, ruhumuzu kaçırarak biz miyiz seçen bu sevda da görünmez olmayı, yaşanılanı kaybolan yapmayı. Her canlı gibi sevgiye muhtaç olarak dünyaya geliriz ve içimize dokunan,ruhumuzu dolduran, kalbimize dokunacak o sevgiyi ararız. Her bu duygularla yenilendiğimizde o gerçek olanın bize geldiğini düşünürüz. Nedense her defasında olduğu gibi bu da yitip gidenlerden mi olacak diye sorgularız ve sorgularken de anın mutluluğunu buruklaştırarak, yaşamayı unutur hale getiririz. Gidenlerin bıraktığı kırıklarla dolu kalbimizi, içimizde kalanlarla,yerinden oynatarak, düşüncelerimizle tekrar yeni ve daha derin çatlaklar oluştururuz ve yine parçalanmış sevgiler doğururuz yeni gelenden. Şüphelerimizin haklılığını savunur dururuz, gelen sızıların verdiği sarsıntılarla…
Gelenin bir önce gidenden, gidilenden hiç farkı kalmaz bir anda. Bir kez daha kendimiz olmaya çalışırken yok edilmeye çalışılmışız, Oysa herkes farklı olduğu için kendidir, biz de! Peki öyleyse,neden her gelen bir öncekinin bıraktığı silinmeyen izleri takip eder içimizde? Yoksa biz miyiz o izleri gösteren, gönüllümüyüz gidişine, nedir kabul edemediğimiz? nedir ki hep yanıldığımız? belki de cevap içimizde…
Biz öncesinden bu yana kendimizi kabul etmeyişlerimiz, kendimizden kaçarak,yalan bir hikaye uydurup, hayali karakter olarak kendimizi koyup, bu olumsuz duygularla besleyen yine kendimiziz. Hangimiz içimizdeki o gerçek, üstün beni yaşıyoruz ki! Hep bundan değil mi kaçışlarımız,sorgulamalarımız,şüphelerimiz,güvensizliğimiz,korkularımız,yanılmalarımız,kendimiz için netleştiremediğimiz bu duyguları başkalarında, başka hayatlarda gidermeye çalışan biziz. O hatıra kutularına bir damla gözyaşı ve hayal kırıklıkları saklayan kendimiz değilmiyiz? Derler ya; ‘insana en büyük kötülüğü yapan kendidir ‘ yine kendimiz değilmiyiz saklandığımız o yerlerden, hayali karakter olup dışarı çıkan ve geri dönerken de , bir o kadar gerçek, için için yaşanılanlarla o kutuya kendimizi sığdırmaya çalışan biz değilmiyiz.

Devamını Oku
Gamze Gamze

Samimiyet masumluktu, beyaz bir sevgi ışığı,karanlığı aydınlatan şeffaf bir mum ışığı… Samimiyet var olduğu kalplerin duruluğuydu, samimi gülüşler vardı bakınca durulduğumuz,huzur bulduğumuz.Sarılışlar samimiydi,çıkarsızdı, saf sevginin gücünü akıtırdık içerlerimize,güven duygusu bizi sarmalardı,korkmazdık ve korkutmazdık,şüpheler sorular olmazdı beynimizde,içimize akan saf sevgiyi yaşatırdık her hücremizde, öyle dingin öyle sessiz…
Ve samimiyetin masumiyeti kayboldu bir gün… onunla beraber kalplerimize bahşettiği en masum duygularda yok oldu.O bembeyaz ışık gölgelendi kara esintilerle, bundan sonra eskisi gibi olamadı ne gülüşler ne sarılışlar,ne de tebessümlü dudaklardan akan sözler,sadece gözyaşları kaldı gerçek olan samimiyetin masumiyetsizleştiğini çin için anlatan, bu defa gerçek olan acıydı,bu nasıl bir şeydi? Nasıl bir değişim? Ya da değişim miydi? Kim getirmişti ki bunu? Bir bakışta, küçük bir tomurcuk kadar masumiyet arar olmuştuk ama her defasında o acıyla boğuştuk, hep hüsran, hep gözyaşı, beklide savaştık bizde kalan masumiyetin yok edilmesine izin vermedik, her mücadelemizde sanki bir masumiyet daha kaybettik. Bazen boş boş bakıp, deli bir gülümseme uydurduk, aklını yitirmişler gibi,bir heykel gibi kendi gerçeğimizin içinde taş kesildik.
Ve samimiyetin masumiyeti kaybolmuştu… tüm bu çabalarla, bu kaybolmuşluğun arasında korkusuzca direnen ve içimizde kalan samimiyeti korumayı başardık. Takdiri olmasa da,fark edilmeye henüz yüz tutmasa da başardık. En önemli gerçek bunu kendimize ispatladık. Samimiyetin masumiyeti değildi kaybolan, kaybetmeyi kabul eden insanlardı buna sebep olan.

Devamını Oku
Gamze Gamze

Bu hayat güzel şeyler için beklemeye değmez ama hayatın bize getirdiği gerçekler,yaşantılar,engel oluyor istediğimiz gibi olmuyor, bu duyguları daha öncede yaşadık, yanında olamadıklarımız için ağladık, çok istedik, gözümüz başka bir şey görmedi, onsuz yapamayız sandık,daima yanlarında olmak istedik, yanımızda olsun hep öyle kalsın istedik ama sonra gördük ki, bu istekler duyguların gerçekleri geride bırakıp, pervazsızca başımızı döndürmeleri, yaşayarak öğrendik, şahit olduk az yada çok, şimdi tekrar duyguların, tutkuların esareti olduk, yaşamadan bilmeden yüreğimize dokunan cümlelerle,bakışlarla yanar olduk. Farklı olan tek bir şey var şimdi, ne istediğimizi öğrenmiş olmak, duyguları ve tutkuları bize öğrettikleri olgunlukla yaşamayı bilmek, istemek, sınırsızca,bekleyeme tahamüller katarak istemek, yanarken alevlerin kıvılcımlarını ellerin yanmadan tutabilmeyi başararak beklemek, seni beklemek,bizi beklemek.

Devamını Oku
Gamze Gamze

Dünyaya gözlerini ilk açtığında her şeyden haberiz, ne kadar masum ne kadar safsındır. Şaşkındır bakışların, beklide anlamsız. Ne olduğunu anlayamadan, nerede olduğunu bilmeden bakarsın. Etrafında insanlar, meraklı bakışları, gülücük yağdıranlar,öpenler, okşayanlar hep karşılıksızdır bu sevgiler çıkarızdır. Beklemeden bir şeyleri sevilirsin. Sende etrafındakilere bakar gülümsersin. Sevginin sana sarılan sıcak güvenilir kolların sıcaklığınla uyursun, büyürsün, her geçen gün bir şeyler değişir, sende değişirsin, ilk önceleri hep böyledir hayat,yolun başı hep güzeldir, çekicidir. Her an yeni bir bekleyişle doludur. Sonra hayatın içine dalınca, gördüğünü anlamaya,duyduklarına cevap vermeye başlarsın. Yorumlar katarsın, bazen duyduklarına inanamazsın. Bazı anlar vardır ki, gözlerini kapatıp derin bir ah! Çekersin. Neden diye sorular üretir beynin cevap bulamazsın. Her şeye rağmen hayat güzeldir. Kızansan da söyleyemezsin bazen, yine de onların gözünde yanlış olan sensindir. Çırpınırsın bazen doğruyu bulup göstermek için, sabırsızca anlatırsın,hemen yaşamak istersin. Hep zamansızsındır, bazen de zamansız…
Bilmezsin ki, her sabırsızlığının alında tek tek yanışın, her zamansızlığının aslında yıkılışın olduğunu…
Hayat böyle zaman geçirirken senle, sormaz ne kadar yorgun düştüğünü, bedenini, ruhunu…
Sen alacaklıyken hayattan, o vermeden almaya çalışır, zamansa hiç beklemeden yol alır, ne zaman ne gidenler ne kaybettiklerin ger gelir. Ve gün gelir! Seni kendine tutsak eden bu hayatında sonu gelir.
Evet hayatta yaşanılan her şeyin bir onu vardır. Önemli olan sonu yaşamak değil, o sona yaklaşırken neler hissettiğindir.

Devamını Oku