Bugün gökyüzümde bulutlar vardı. Hafif kara. Ve Güneşi gizlemişlerdi.
Yağmur yağsa eğer, bu sert hava biraz da olsa yumuşayacaktı.
Olmadı, yağmadı yağmurlar.
Sert rüzgarlar, boğuk bu günle dans eder gibiydi sanki.
Orkestra şefi gökyüzü olacaktı,
Aşkı matematikle bağdaştırmak tuhaf değil mi?
Ama bugünün 22 olup ve çift rakamlardan oluşması...
Ve bugünü bana anlamlı kılan çok şey var...
Çift rakamların bir hidayeti var mı acaba?
Mutluluktan yana...
Koskoca niceleri barındırırsın içinde.
Yalnızlığı saklarsın boğazlar altındaki deniz tanelerinde.
Ah İstanbul!
Beni de saklasaydın ya içine.
Koysaydın kız kulesine,
adıma şarkılar söyleseler,
şiirler yazsalardı.
Ah İstanbul!
Aşık et beni birine.
Yüreğimin inanmayan, ama inanmak için
uğraşan şu yanımı gör aşık et..
Ah İstanbul!
Sıyır beni pastel renklerden.
Yalnızlık kokan üstüm başım,
biraz da aşk sözcükleri koksun..
Tek tarafın acısını verme.
Gebe düşürme sancılara..
Duy çağrılarımı,
Sevdanın körüne düşür.
Ama incitme kalbimi..
Ben aşkı sevmek istemiyorum,
aşkı biriyle sevmek istiyorum.
Fakat kimse olmuyor İstanbul.
Gözler sevdanın körüyle değil,
acizliğin pisliğiyle bakıyorlar bakıyorlar.
Ne umma, bulamama bir Dünyanın aşinasıyım.
Bana gülüşleriyle masumluğu sunacak,
Biri olacaksa bana güzelsin demeyecek İstanbul.
Benimle güzelsin diyecek!
Fakat hayaller, sadece hayaller.
Olmayacak bitmeyecek hayaller..
Değil mi İstanbul?
Gamze Elif
Arka fonda bir müzik, o başka telden baskılıyor sözcüklerini ben, başka türden. Bugün kasım ayı. Ve herkes aşk beklerken, ben bitmiş bir hikayenin 1. yıl dönümünü kutluyorum! İyiki doğdun ayrılık diyemeyeceğim üzgünüm.Bu kutlamaya sadece
ağzımda küfürler eşliğinde şarkılar armağan ediyorum.
Kutlu olsun gün! Kutlu olsun bugün.
Hadi kaldırın kadehleri!
Bu gece hepimiz sarhoş olacağız aşka.
Sonra sallana sallana gözyaşları eşliğinde
nefretler kusacağız terkediliş sahnelerine! Hayır ağlamak yok bu gece! Kahkahalar ata ata, yağmurlar dökeceğiz gözlerden.Armağan olsun gün! Armağan olsun bugün.
Yanaklarımda kalan son buse! Yağma yağmur yağma!
Düşmesin katreler yüzüme.
Ayrılığın son hediyesi silinmesin yanaklarımdan!
Hayır bu kadar zalim olma gün!
Sen nerede kaldın, bitmiş bir hikayenin sayfa aralarında mı?
Hadi ama! Beraber kadeh kaldıracağız bitmiş bu aşka.Sen kahkahalar sunacaksın, ben küfürler.
Bir an önce gel hadi, gün bitecek yoksa.
Dur, söyle onunla mısın yoksa? Bitmiş hikayemin hediyesini aldım ben satırlarıma! Bana eşlik eden sancılarım, defolun gidin artık. Bedenimi köreltmeyin daha fazla.
Ben hediyemi aldım.
Armağan olsun gün. Kutlu olsun bugün! Ne b.k olursa olsun işte.
Sana onla mutluluklar olsun,
benimde başım sağ olsun.
Bitmiş bir hikayenin Günü bugün.
Hayırlar olsun!
Gamze Elif.
Kesilsin bileklerim!
Yırtılsın, beni hayata bağlayan şakağım!
Gidişlerin yitişlerin uc noktasında yaşamaktansa bırak atlayayım ordan..
Uçurum manzarasında yaşamak, ah aptallık bu olsa gerek.
Suskunluk çizgimin sınırı gözyaşlarımdaydı. O da yitiriveriyor kendini!
Eğer katreler de susarsa, öfkem kızgın saçta demlenir yakar derinizi!
Artık boyumun sınırını da aşmıştı bu sükunet.
Dudaklarımdaki sözcükler yarım kalmıştı! Konuşamadığım kelimeler düğümlemişti nutkumu! Nefesimin kesildiği yerde bağlanmıştım hayatın kahkahalarla dizili girdaba.
Gözlerim yaşlanırken,
yanaklarımdan süzülen bu ıslaklığın adı kasvet miydi?
Matemin ızdırabına konan bu bülbüller hangi aşkın ölümü için ağıtlar söylüyorlardı.
Serzenişler içinde söylenen bu ağıt hangi serçenin yüreğini incitmişti?
Yarım kalan o şarkılar hangi mısrayla dize gelirdi.
Yazarken gerek var mıydı uyak düzenine ya da sarmal ya da düz ölçülere.
Ben daha kendi hayatımın düzenini sağlayamamışken, bırakın bari şiirlerim serbest ölçüyle anlatsın nasır tutmuş sözlerini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!