Gamlı Rüzgâr Şiiri - Nebi Ünler

Asker Arkadaşım Suratsız Murad’a...)

Balkondan bakıyorum, pırıl pırıl aydınlık
Hava da birkaç bulut, sigaram duman, rüzgâr...
Sanki gemi yelkeni, komşu dam çamaşırlık
Sığınmalı kaleme, eserken gamlı rüzgâr...

Kuşlar ve rüzgâr dedim kalem Aşiyan yazdı,
Gözüm gibi sevdiğim, Aşiyan neden uzak?
Ah “Sevda Kervanları” bülbül dilinde sazdı
Gecemde ki fısıltın, bana şefkatli kucak.
.
Bir sahne de bir peri, efsunlu seyirciler
Mazide ki alkışlar, sızı mı zaman zaman...
Be şair sağlam yaz ki, yılmasın demirciler
Kaynasın iki gönül... Ayrılık ne de yaman.
...
Asker bu cümbüş ister, ben “İnci” sözü yarım
Tarık Akan disko da, bura da gezer adı...
Bir zamanlar İnci’yle... Sustu Murad anladım,
Ne yapsan silinmiyor, gardaş ilk aşkın tadı.

Vatan borcu omuz da, askeriz, al kolonya,
“Ekmek getir kız İnci, karın doyurmuyor aşk...”
Diyen o anasının... Ulan berber kolonya!
Ranzalar, dünya döner, Lan Kozanlı kahır aşk!

Geçen sordum Murad’a, bazen hala kanarmış
İnci denize uçmuş, bir konser sonrasında...
Ya o melun anası, Para diye yanarmış
“Aşkın gözü kör olsun”, Mersedes kornasında.
.
Bir gece açılmıştım, ikimiz de ağladık
Ticaret Liseli’yi düşlerim nöbetlerde...
Kozan Kalesi delsem, demez gönül dağladık,
Öldürmez süründürür, şu zalim gurbetlerde.
.
Gene sustu telefon, uyudun mu Allahsız?
Ertesi gün aradı, duvardan tel toplamış...
Dedi “Sevmek bilmeyen, hem mutsuz hem Allahsız”
Çivi çiviyi söker, sözüm yürek hoplatmış.
...
Tank’ların üzerinde, yazdığımız şiirler,
Yüzbaşı’nın cezası, kademe’ya “kaz adım...”
Hayat yorgunluğuna, ilacımız şiirler
İnci düşünde demiş, “Sevmişti, can, yaz adım”
.
Öğle ezanı gelir, camiler’den ayıldım,
Kalem nerden nereye gene savurdun beni...
Gözüm gibi sevdiğim, Yılgın Yağmur sayıldım
Aşiyan’sız günlerde, aşkla kavurdun beni.
..
Aşiyansız, 05.06.20 – 13.09 Y.Y.