Ne var ne yok oralarda Paşa?
Alnındaki gamalı haç
Zehirli kıskaç gibi duruyor mu yerinde?
Cehennem zebanisine verince yüklüce baç
Sırtlansı kafana geçirdi mi
Alevleri çiçekli taç?
Yoksa yanıyor musun Gayya’nın ortasında?
El pençe divan duruyor mu karşında
Bedeninden ayırdığın karanfil kokulu ruhlar?
Sevdalı yüreklere teker teker
Bıraktın ya püsküren kaynaç
Haydi Paşa!
Sayfa sayfa
Amel defterini aç.
Ruhlar sofrasına saç günahlarını.
Gönül gözüyle görsün ruhlar âlemi
Yediğin haltları.
Cinayetlerinin üstüne
Döktüğün asfaltları
Ve cansız cesedinin cinnetinde kirlettiğin toprağı...
Ya öncellerin?
Merak içindedirler şimdi.
Ardıllarının suç dosyasını
Görmek isterler kesin!
Bakmak isterler
Yeterli mi diye verdikleri esin!
Damarını ödünç aldığın
Mussolini’ye
Franco’ya
Salazar’a göster.
Gerine gerine
Faşistlerin pirine
Adolf Hitler’e göster.
Bir de
Yanında yörende kuyruk sallayan
İtlere göster.
Mapushanelerin can çekişen duvarlarına yansıyan poster
Kurtuldu ya tüm kazalardan
Anıların kuytusunda
Kara kurum bir kuzgun gibi tünedi
Henüz silinmedi hafızalardan.
Merakımı bağışla Paşa!
Rahatın nasıl?
Sorgu sual ne durumda?
“Bizim çocuklar iyidir.” dedi mi Paul Henze
Sorgu meleklerine?
Hesap mesap yok mu yoksa?
Yalan mı söylemiş bütün peygamberler?
Vallahi üzülürüm!
Sen
Ve senin paçalarını yalayan
Ve seninle birlikte
Umutları dalayan dört paşa
Beşiniz de bir beldede bedensiz toplanmışken
Ve cehennem ocağı
Soluğunuzla tutuşup
Ruhunuzla yanmışken
Halletmeden hesabınızı
Elinizi kolunuzu sallaya sallaya
Çekip gitmişken bu dar dünyadan
Kaynayan katran kazanında kavrulmalı ruhlarınız.
Beşiniz beş koldan saldırdınız ya
Yakıp yıktınız ya ne varsa umudu çağrıştıran
Beşiniz beş koldan
Kırıp döktünüz ya
Çivisini söktünüz ya memleketin
Arkanızda
Ar damarı çatlamış
Arsız ardıllarınızı bıraktınız ya
Gözünüz arkada kalmamıştır.
Fazlası var
Eksiği yok ardıllarınızın.
İşkence
Cinayet
Küfür
Hakaret
Memleket kan deryası...
“Durmak yok” dediler
Yola devam! ” dediler.
Sapık Sam’ın sunduğu sakat davanıza
“Davam” dediler.
Bıraktığınız yerden bastılar gaza.
Dağı taşı
Köyü kenti
Çevirdiler enkaza!
Yalan dolan
Çapul talan
Sıradanlaştı sayenizde.
Henüz
Murdar cesedinizden
Dökülmemişken kıllarınız
Fersah fersah aştı sizi ardıllarınız.
Hâlâ dağları bekliyor
Saldığınız korku.
Hâlâ dönüyor
Hainlerin çarkı.
Tek farkı
İhanetlerine bayrak yapmalarıdır Tanrı’yı.
Ama bilesiniz ki
Bu suskun kitle
Atacaktır mutlaka
Beyninde büyüttüğü sanrıyı.
Beklenmedik zamanlarda parlayan umut ışığı
Silecektir bir gün yüreklerden korkuyu.
Kazdığınız kör kuyu
Mezarı olacaktır tüm kötülüklerin.
Siz
O zaman görün bizi!
Nasıl kucaklayacağız dağları!
Irmakları
Taşı toprağı
Bahçeyi bağı
Ölüyü
Sağı...
Nasıl kucaklayacağız denizi!
Siz
O zaman
Görün bizi!
Kayıt Tarihi : 15.9.2015 08:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kaleminize sağlık sayın Haydar Bibinoğlu...
TÜM YORUMLAR (2)