Galata Köprüsü Şiiri - İsmail Akyüz

İsmail Akyüz
247

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Galata Köprüsü

Biliyor musun artık yok Galata Köprüsü
bunca yıllık dostluk sökülüp terkedildi
yüreğimle beraber bir yere Cibali’de
bir yeni yetme var şimdi
o çilekeş ve yorgun köprünün yerinde

Eski köprünün o naif güzelliği şimdi yok
o eskimiş o köhne köprü ki
ne sular akmıştır altından
ne sevdalar yaşanmıştır kuytuluklarında
kimse bilmez tekmil hesabını
Ne kadar da severdim orasını
oturup eskimiş Şark kahvehanesinde
nargilesini tellendirdiğimiz
acı kahvesini yudumladığımız
salaş meyhanelerinde derdi kederi paylaştığımız
ve oltalarının ucunda hayatı karşılayan insanlarımız
denizin çalkantısında her daim
insanı hoş eden sallanmasını
o yaşlı gövdesinin gıcırtısını severdim bir de.
ama en çok da karşı yakaya bakan tarafını
orada karşı yakayı seyre daldığımda,
ya da vapurların peşine takıldığımda
hep sen olurdun aklımda

kaç akşamüstü Kız Kulesinin yalnızlığını
yalnızlığıma meze yapmışım yokluğunda
kaç gece sarhoş olmuşum Olimpiyat’ta
o gıcırtılarla her salınmasında
artarken biraz daha sarhoşluğum
bir kere daha seni bulurdum yadımda
yaslanıp köprünün korkuluklarına kalırdım öylece
dalar giderdim vurgun yemiş bakışlarım karşı yakada
gözlerim yorgun yolcu vapurlarına yapışıp kalırdı
peşinde binbir anaforla demir alıp giden
o vapurlar ki bir kaçak yolcu sıfatında
kaç defa götürmüştür beni Üsküdar’a
kaç defa geçmişim Kız Kulesi’nden
kimbilir kaç defa yüreğimi bırakmışım
o köpüklü sularda.
sana sitemler ederek gıyabında

bazen süzülürken bulurdum kendimi
bembeyaz kanatlarında martıların
tuzlu suları üstünde Marmara’nın
olduğun yerlere uçar giderdim
belki de köprüyü ondan çok severdim
fırtınalı havaları sevmezdim ama
deli bir poyrazla göğü saran kara bulutları
deniz kabarır artardı yalnızlığım
yüreğimin minesini döverdi öfkeli dalgalar
mahzunlaşırdı martılar
mahzunlaşırdı Galata Köprüsü

Üsküdar’dan vapurlar kalkardı Eminönü’ne
bacalarından kara bakışlar atarak masmavi gökyüzüne
sırtlayıp umutlarımı öyle kalkardı
her vapur kalkışında yüreğim yerinden oynardı
vapurlar varana dek iskeleye birikirdim kendi kendime
alır başımı gider korkularım aklım karışırdı
ama sen gelmezdin
sen yoktun ki bu şehirde
bu güzelim şehirde sen yoktun.
nerelerdeydin ki
bekleyişlerimi neden tükettin

Köprü bildiğin o köprü değil
o eski kahvehaneler de yok artık
o salaş meyhaneler de
geçerken üzerinden içim bir hoş olmuyor
artık sallanmıyor deniz boşuna dalgalanıyor
Kız kulesi de artık umurumda değil
oturduğunuz evde yok artık yıkıldı gitti
artık eski vapurlar da yok
hani aklımın peşine takılıp gittiği
bir tek martılar var
onlarında kanatları artık beni taşıyamıyor

Ne kadar zaman geçti aradan
kaç yıl kaç mevsim geçirdim seni görmeden
kaç ay geçti gitti gözlerine bakmadan
kaç gün geçti sesini duymadan
kaç saat kaç dakika kaç saniye geçti seni öpmeden
geçen zamanın çetelesi sığmaz sayfalara
künyesi sorulamaz kimselerden,
şimdi kim verecek bana hesabını
kim getirecek bana geriye
yasaklarla kuşatılmış bir sevdanın peşinde
için için sana yanmış
sana tutuşmuş delikanlı ömrümün
azar azar tükenip giden kimsesiz yüreğini

İsmail Akyüz
Kayıt Tarihi : 9.1.2022 21:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Akyüz