**
Üç Mayıs Pazartesi, iki bin on yıl az,*
Selamünaleyküm can, belki bahar, son yaz.*
**
Ölümü herkes bilir, yolunu kim bekler,*
Kim yakıştırır cânâ, kim güne, gün ekler.*
**
Belki gündüz ve gece, her gün can denenir,*
Mezar taşında hece, doğdu, öldü denir.*
**
Kabristan sessiz şehir, ne curcuna telaş,*
Toprak damlı hep evler, çevresi bir kaç taş.*
**
Buralarda kim mukim, görünen kimse yok,*
Ne yer, nede içerler, sanırsın hepsi tok.*
**
Bazen bir dua sesi, ya kuşlar cıvıldar,*
Dalgalanır servi, çam, ya rüzgâr mırıldar.*
**
Ne bahar, kış bilinir, baca yok, duman yok,*
Ne pencere, kapı var, an durgun zaman yok.*
**
Şimdi bir sahildeyim, insanlar şen şakrak,*
Her yaştan insan güler, sanki ölüm ırak.*
**
Capcanlı bir hayat var, simalar pür neşe,*
Ses, seda avaz avaz, kahkaha peş peşe.*
**
Mızrab tele dokunur, gönülde öz çınlar,*
Süzülür bir kaç turna, duyular söz çınlar.*
**
İnleyen nağmeyi duy, dudaktan köz taşar,*
Yakan kimdir, kim yanar, gerçeği çöz başar.*
**
İki farklı alem var, arada ince zar,*
Yaşamak veya ölüm, keyfine düşer nâr.*
**
“Bu dünya fani” dersin, derki “Ölüm ırak”,*
“Can alıcı gelir” dersin, “düşünme” der “bırak”.*
**
Deve kuşudur sanki, kum içinde başı,*
Ölüm avını bekler, ansızın yer taşı.*
**
Aşık Uslu çok düşün, hem ölümü çok an,*
Belki yolculuk yarın, gafil gitme aman.*
**
Âşık Uslu 02.04.2010 – 23:29 Samsun
(Zübeyir Güngör Uslu) (Sevgi cafe)
Kayıt Tarihi : 3.5.2010 00:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok sevdiğim dostum Engin Bektaş Bey'in babasının vefatı dolayisiyle bir tefekkür denemesi...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!