Gabar Dağında Yüzyirmi Saat

Gözyaşı içinde arabaya bindirdiler
Dörtyüzotuz günü şırnak'ta geçir dediler
Kavuşma ümidim hasretimi yutuverdi
Vatan borcu nasıl olsa biter dediler

Geldim birliğime burası GABAR dediler
Bir yanın cudi bir yanımınız curaf dediler
A- altı silahını sırtıma yüklediler
Çayda dem askerlikte kıdem dediler

Acemi diyerek her gün ezdiler
Ekmeğini aşını ayağına istediler
Sabır dedim sesimi çıkarmadım
Oniki saat çaprazda nöbete verdiler

Kötü sözleri yediremedim gururuma
Düşünmedim ötesi ne gelir başıma
İştimada dipçik vurdum çavuşun karnına
Kelepçeyi kollarıma takıverdiler

Cezayı beşgün disko oda hapsi verdiler
Başımada acımasız gardiyan diktiler
Belimi doğrultamadım alçak odamda
Katıksız yavan ekmeği çok gördüler

Kıpırdamayan gözlerim duvara bakarken
Arkadaşlarım penceremden beni yoklarken
Elim ayağım gece ayazında üşürken
Varsın donsun deyip panço bile vermediler

Şafak değil saatleri saydırıverdiler
Burası çok rahat istirahat et dediler
Gece karanlığında ışıksız kaldım
Ne çektiğimi sormadılar bilmediler

Saçlarım uzun diye sıfıra verdiler
Botlarımın ipini palaskamı aldılar
Tuvalete giderken bile eşlik ettiler
Gabarda yüzyirmi saatimi zehir ettiler

Çok sevdiğim asker arkadaşım Sedat Ulçu için yazılmıştır
Yazan acımasız gardiyan Murat baha Erbil