Mevsimlik bir çiçekti gelincik…
İnsan ayağının değmediği
Kem gözlerin etkileyemediği
İlkel hırsların göremediği
Ücra yeşilliklerin
Kırsal yerleşimlerin
Güneşe aşık
Körpecik bebeğiydi gelincik.
Dağların, ovaların
Adımlanmamış bayırların
Özgürlük şarkısında rakseden
Gün ışığının sunduğu sürprizlere
'Merhaba' diyen
Kudretin suretine boynunu eğen
Narin ve bakir kelebeğiydi gelincik.
Rüzgar bu…
Tohumu kimbilir
Başka bahara, nereye düşer?
Bir apartman betonunun çatlağına mı?
Bir otobüs durağının bank altına mı?
Çok şeritli yolların canlı yakışmaz yanlarına mı?
Aynı ihtişam, aynı narinlik…
Aynı süzülüş, aynı sakinlik…
Akamayan gözyaşı! ...
Belki hainlik! ...
Kaderin yalnızlığı...
Sessiz derinlik…
Ya ufacık bir esintiyle düşerdi yaprakları tek tek
Ya da şehvetine alet olurdu zalim bir elin
Toprakla bağı kesilerek …
Dün seyrek açılan bir kitabın
Sayfaları arasından düştü gelincik
Kurumuştu artık cansız güzellik.
Yok olmaya hazırdı hemencik.
Ya şans onu
Şefkatli bir insanoğluyla tanıştırsaydı
Sihirli bir dokunuşla
Kısa ömürlü de olsa
Olmaz mıydı bir 'gelincik'…
Meral Demir
embed src = 'http://www.antoloji.com/siir/media/73/www_antoloji_com_951473_495.MP3' autostart = true loop = true hidden = true width='1' height='1'
Kayıt Tarihi : 13.5.2008 17:21:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kırsal yörelerin körpecik genç kızları, gelincikler...
10puan
Kırsal yörelerin on üç yaşındaki, yaşamın körpecik gelincileri, Yeni yeni filizlenen pembe düşlerine indirilen kahredici, acımasız, töre denilen bağnazlığın kurbanları körpecik, çocuk gelincikler.
Her türlü korumadan yoksun, kaderim böyleyimiş,
cahilliğinin, bir obje gibi alıp sattığı,fidan genç kızlar gelincikler. İnsanlıktan uzak yaratıkların, kirlettiği, alınlarındaki kara lekeyi ömrünce çıkaramayan, kırmızı, mahsun, küskün, ürkek, körpecik çocuk gelincikler. İnsanlık erdeminin ulaştığı en yüce duygularla hepisinden binlerce defa özür dilememiz gereken, körpecik melek gelincikler.
Meral hanım çok güzel, çok anlamlı bir şiir olmuş. Işığınız sönmesin. Gökdere/Yüksel Özbek 2
Aynı süzülüş, aynı sakinlik…
Akamayan gözyaşı! ...
Belki hainlik! ...
Kaderin yalnızlığı...
Sessiz derinlik…
Ya ufacık bir esintiyle düşerdi yaprakları tek tek
Ya da şehvetine alet olurdu zalim bir elin
Toprakla bağı kesilerek …
Dün seyrek açılan bir kitabın
Sayfaları arasından düştü gelincik
Kurumuştu artık cansız güzellik.
Yok olmaya hazırdı hemencik.
Ya şans onu
Şefkatli bir insanoğluyla tanıştırsaydı
Sihirli bir dokunuşla
Kısa ömürlü de olsa
Olmaz mıydı bir 'gelincik'…
harikaydı....................saygılar
TÜM YORUMLAR (28)