* * * Mücella Pakdemir'e * * *
Felekde kendini bakiyim sanıp,
Şu deni dünyaya kanmaktır gaflet.
Heva-i hevese, nefse aldanıp,
Kendini ölümsüz sanmaktır gaflet.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
uyanamak lazım gafletten,, tebrikler usta
Üstadım ne güzel anlatmışsınız gafleti kaleminize sağlık...
Aziz Kardeşim!
yine dolu doluşiir okumanın hazını duydum cam-ı gönülden kutlarım kaleminiz daim olsun muhabbetle
tam puan
Gaflet, kötü bir haldir. Acısı sonra çıkar, fakat tamiri, verdiği zararı telafi etmek zordur. Allah kimseyi gaflete düşürmesin. Üstat şiirini beğeni ile okudum. Tam puan ve listem. selam ve saygılarımla..
Bu gaflet te başka gaflet..
* İnsanlık Adına Gaflet *
Yalanı ne kadar, ustaca söyler
Doğruyu yalandan ayırmak hüner
Zihinler karışır, akıllar söner
Eğriden doğruyu ayırmak hikmet.
Menfaat gizlidir, sözün özünde
Doğru görünmektir, halkın gözünde
Bir verip, üç almak; vardır sezinde
Şeytanca doğruyu saptırmak gaflet.
Doğruya sözüm yok; başımda taçtır;
Âdemoğlu ona, zaten muhtaçtır
Doğruluk, dürüstlük insana hastır
Fırsatı hilekâr kullanmak gaflet.
Menfaatı için, yalanlar düzer
Millet menfaatı, onda ne gezer
Mübalağa söyler; herkesi üzer
Böyleyi koltuğa oturmak gaflet.
Vatanı severmiş; sanki taparca
Allah'a sarılır; sanki kaparca
Böylece yapıp ta, koltuk kapınca
Böylesini sevmek; saymaktır gaflet.
Aslında bir yozdur; dikburun gider
Fırsat verilince, ülke mahveder
Kasaya oturur, para sarfeder
Devlet kasasına oturtmak gaflet.
Berat der ki: Yarab! Verme illeti
Mahvettirme n'olur aziz milleti
Masaya oturtma, bu çürük eti
Doğruyu seçmemek; yanlıştır gaflet.
Ahmet Berat Ünal
Merhaba!!
Gafleti çok güzel tarif etmişsiniz.
Allah c.c. gafletten ümmet-i Muhammedi arındırsın.
Feyziyle yandırsın.
Hürmetlerimle...
yazan ve yazdıran can yüreklere sağlık....
Mehmed Bey şiirin ithafını bana yapmışsınız. çok duygulandım. Bir çok arkadaş ayağını verdiğim gaflet isimli şiir yazdı. Her biri birbirinden güzel. Zaten gaflet ne kadar tanımlansa bence az gelir. Gafillikte başı çekiyoruz zira. Tam puanımla kutluyorum. Saygılarımla..
''Bir sineğe bile güç yetiremeyip,
Kefenden başka da mal götüremeyip,
Şehadet sözünü hiç getiremeyip,
Bağıra bağıra ölmektir gaflet.........''
saygılar sunuYORUM...
izin dönüşü düşündürdün yine garibi....
Tebrikler Hocam!
Allah gaflet uykusundan silkinip, uyanmak ve her hususta ona güvenip, dayanmak nasip etsin.
Mü'minlere şuur versin.
100+liste.
Hürmetlerimle...
Mehmed bey...,,
Çok etkili ifadeler...
Vurdum duymazlığa basiretsizlere büyük nasihatlar barındırmakta mısralar....Herkes bilmeliki hiç kimse hiçbir zaman yanlız değildir................saygı ve muhabbetle
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta