Ben en çetin kuraklığın yaşandığı ruhlarda
Beyhude çabalardan arda kalan emare,
Ben yalaz atın sırtında alevden ulaklarda,
Sönmeye yüz tutan cehennemden son pare!
Mülteci hayallerin kaşifi oldum artık!
Şimdi sessiz gidişler cihana ses vermekte
Sabah siyahın dibi göz aydınlık görmekte
Denizde dalga karada tipi Ruh sakin beklemekte
Her şey iç içe geçmiş ölüm bile ölmekte
Kalem hicranımın sönmeyen halesidir.
Kalem efkarımın solmayan lalesidir.
Zihnimden inkılaba yol bulan düşüncenin,
Fikir fikir direnen sarsılmaz kalesidir.
Hep yıldızlar kayarmış derler ya gökyüzünde…
Üç hilalli devletin en son demlerin de
Tek hilale ses veren seslerin zirvesinde
Taceddin mektebinin en ücra köşesinde
Asımı aydınlatan hilal kaydı ne çare!
Evrenin bir yerinde ben kimim ve ben neyim
Ben umudun efendisi dertlerin kölesiyim
Gökler çatırdasın da enginlere ineyim
Düştüm yedi kat gökten hâlâ da düşmekteyim.
Bir şiir yazdım lakin armağan etmiyorum
Çünkü yazdığım şiire konu belirtmiyorum
Kalemim kuşansa da sahipsiz sözcükleri
Zamandan ve mekandan müstağni bir tepeden
Mücerret bir divitin sırrını izliyorum.
Bir nazar düştü kalbimin Kabesine
Bakışları her menzilden kenetlenmiş
Ruhumun derununa
Kundaktaki masumlar ağlarken inadına
Sebepsiz sükutun başladığı yerde
Sesim dokunur bir kadının kulağına
Şiir şair ve şehir kavilleşti bu gece
Arştan arza bir ölüm süzüldü ince ince
Şimalden Şamilimin gözleri belirince
Ölüme boyun eğdim yüzüm arza değince
Kalbi habis kadının ömrü huzur bulmadı
Artık sen git Hümeyra
Gecemin zifirinde ışık olsan da durma
Karabasan uykumdan beni sen uyandırma
En mümtaz gerçeklere beni sen inandırma
Artık sen git Hümeyra zihnimi bulandırma
Kalemime gizlenmiş milyonca kelime var
Hangisini istersen al götür senindir yâr
İster safi lügattan gül kokan sözcükleri
İster şaki lügattan necaset köpükleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!