Sağanak yağışın altında tiril tiril titreyen bir çocuk
Elinde bin bir zorlukla aldığı bir ekmek
Ceketinin üzerinde mavi bir boncuk
Çürüyüp gitti bütün bir emek
Sağanak yağışın altında tiril tiril titreyen bir çocuk
Gönlümün doruklarına bir aşk ateşi düştü
Su serpmeye çalıştıkça büyüyen
Bir evet bir hayır arasında gidip gelirken
Hayat bana darbeyi vurdu diğer bir yönden
Gönlümün doruklarına bir aşk ateşi düştü
Ana rahminde bir bebek var
Geleceğin ışığı
İnsanların sevinci
Umut dolu bir bebek
Ana rahminde bir bebek var
Bazen düşman olarak bildiklerin yaparlar sana en büyük fedakarlığı
Bazen nefret ettiklerin ölünce dökersin en çok göz yaşını
İşini yarına erteleme ey dost
Kim bilir, gün doğmadan neler doğar?
Yorgunum, duygu sarmalında yoğruluyorum
Sınırlarım daralıyor, kalbim hızla çarpıyor
Düşünceler birbir gelip geçiyor
Küçük bir beyinden, neler geçiyor
Hafif bir ağrı var, karnımın sağ köşesinde
Sıyrıldım düşüncelerimden bir an için
Mavi deniz, karanlık gökyüzü arkadaşlık yaptı bana
Ağaç dallarının gölgesine sığındım
Bir şimşek sağanağında
Sıyrıldım düşüncelerimden bir an için
Üzüntüler art arda sıralanmış sanki hayatımda
Kulakların zarını patlatan bir çığlık yükseliyor bebekten
Korku ateşi kıvılcımlanıyor yüreğimde
Sevinç karışıyor hüzne birden bire
Boyu kapıya yetmeyen bir çocuk var yanı başımda
Karışık bir kafa
Yanı başında sevinç ve dert
Geçmişin verdiği ıstırap acısı
Aşka son noktayı koyan bir söz
Ay ışığında insan vücudunda yükselen bir söz
Boyun eğmişim mahkumluğuna
Manzaram dört duvar bir kapı
Bir tas yemek bir tas su
Tüm nimetlerimiz bu
Yine gün ışığı geçiyor;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!