Adı batasıca batı,
Doğru söyle!
Hiç mi yüreğin titremiyor?
Hiç mi yolculuğa çıkmıyorsun bu insanların gözlerinde.
Sömürmekten bıkmadın mı?
Lütfen! Bir kez olsun yolculuğa çıkın
bu insanların gözlerinde!
Bakın!
Ya da bakmayın görün!
Hayallerinin karanlığı yüzüne çarpmış
Utangaçlığının rengi belli olmayan bu insanların
Gözlerindeki ışıltıya,
Ve açlığa..
İki şey bekliyorlar;
Ya uzanacak bir el,
ya da ölüm!
Çok şey mi istediler bizden?
Sadece yediğimizde tadı damağımızda kalan
Lezzetin kırıntılarını istediler.
Annem her zaman dile getirir;
‘’Yemeğini yarım bırakma arkandan ağlar’’ diye,
Doğru diyor annem, ağlar!
Yemekte ağlar, Afrika da ağlar..
Eve girer girmez ‘’ Anne ne yemek yaptın? ’’ diyoruz.
Beğenmediğimiz bir yemekse kızıyoruz annemize..
Ben bıraktım artık sormuyorum.
İştahım da yok zaten ama umduğumu değil bulduğumu yiyorum.
Tıpkı misafirlikteki gibi..
Nasılsa bu dünyada hepimiz misafir değil miyiz?
Mesela yiyeceğim kadar döküyorum tabağıma,
Yiyeceğim kadar koparıyorum ekmeğimi,
Öğrendim, biterse tekrar döker koparırım.
Nasılsa bitmez daha var.
Bizim var, ya onların?
Bebeklerinin mamaları var mı?
Ya da her şeyi bırakında;
Düşünün,
Afrika’da hamile bir kadın!
Görebiliyor mu bebeğinin yüzünü,
Nasıl görsün beslenmiyor ki o hamile kadın., aşeremiyor..
Doğuruyor ölü!
Bakamıyor yüzüne..
Afrika’daki bebeklerden, annelerden öğrendim..
Sizde görün ve öğrenin!
Sofrada bayat ekmek varken tazeyle başlamamayı,
Tabağınızda pirinç tanesi bırakmamayı..
Kısacası israf etmemeyi öğrenin
ve şükredin..
Yediğimiz, içtiğimiz,
doymamızı sağlayan nimetleri bize verdiği için;
Allah’a..
Unutmayın!
Özgürlüklerine vurulan amansız bir darbeye sessiz kalma!
Onların sesi kısık,
Sen bağır ki herkes duysun.
Sen elini uzat ki tutunacak bir dalları olsun.
Bizliğini kaybetmiş, bir kalmayı da becerememiş
yarım bir adam
Öylesine yorgun,
Sersefil,
B’itik ki; kalbi atacak dermanı yok!
Bir suçlu gibi sürgünüz dünya denilen cehennemde..
Bir hücredeymişcesine hapsoluyoruz karanlıklara..
Biz onlara ışık olsakta,
Onlar bize hep karanlık..
Bulduğumuz her yöntem aldatıcı, geçici..
Yoruluyoruz, eriyoruz her an..
hiç bilmediğim
zifiri karanlık doğuran bir sokak,
bilmediğim bir apartmanın,merdiven taşı..
-soğuk..
Yalnızım bu gece yine,
ve yine her gece olduğu gibi seni düşleyeceğim.
Değişilmez tenha gecelerimin,
Apansız karanlığında,
Yine beynimi işgal edecek varlığın..
‘Sabahın ilk ışıklarında
atacağın kutlama mesajının titreşim sesiyle uyandır şimdi onu’
-bugün bayram..
sözcüklerini birbirine sıkıca bağla
gitmeliydim..
bestesi hiç yapılmamış ve söylenmemiş şarkıların melodisine kapılıp,
gitmeliydim..
‘ağzım,burnum,
kan’..
Duy!
Kanayan solumun en derbeder köşesindeki kokunu.
Bak gözlerime,
iyi bak ve dinle!
Özledim demek basit gelecek belki ama,
Tarifi yok özledim.
Kalbimdeki masum çocuk acıktı sana,
Yalnız ve aç,
Sevgiye, ve en çokta seni görmeye muht’aç..
Yüzümde dışa vurmuş bir mutsuzluk,
Sesimde gizlemeyi başaramadığım bir hüzün.
Nedenini kimselere anlatamadığım çare sizliğim!
Umurunda olmasam da belki sorarsın kendine,
Olur ya Allahı’ın işi, merak eder okursun,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!