Akşam oturdum yalnızlığımla sohbet ettim
İki mısra şiirin belini kırdım
Dizelerle dertleştik
Gerek aşktan konuştuk
Gerek ayrılık muhabbeti
Arkadaşlar arar diye bekledi telefonlar
Dert ortağım dört duvar bile
Üstüme geliyor bu gece
Arabesk bir şarkının ajitasyonuna
Kapılıyor yüreğim
Perdeler çekilmiş sevdama
Hiç kimsenin kalbinde değilim
Bir yalnızlık çıkmazındayız
Gönüllerden sürgün edilmiş hayallerimiz
Ağır gelmiş bu can bu bedene
İşi düşmeyince hatırımız gelmezken akıllara
Hüzünlerimiz fatihadır mutluluğun ruhuna
Hayatın vatandaşlığından atılacağız yakında
Hangi şiirime yazsam seni
Sonu gelmeden buruşurdu kâğıtlarım
Ne zaman aklıma çiy damlası misali düşse gözlerin
Bir sevdayı büyütürdü sol yanım
Ben hep senin güzelliğini anlatamadığımı sanırdım
Oysa şimdi anlıyorum ki
Tüm tebesümleri mutluluğa gebe bir aşktan doğurmuştum
Senin gözlerinden bakmıştım dünyaya
Senli düşüncelerde soluklanmıştım hayatı
Hüzünlere veda ettiğimi sanmıştım..
Seni düşünmekten arta kalan vakitlerde
Yaş onyedi
Yolun dörtte biri
Artık gitmek zamanı geldi mi
Nereye gittiğin önemsiz
Önemli olan gitmek
Bu ülkede herkes ölünce anlaşıldı
Tozlanmış bir aşkı
Çıkarıyorum tekrar gün yüzüne
Eski fakat hiç eskimemiş
Bir aşkı yeniden alevlendirmek isteğiyle
Yanıp tutuşuyorum günlerdir
Çıkmak istiyorum artık
Geceleri yalnızlık çöker
Biliyorsunuz
En koyu rengiyle süzülür yanıma hüzün
Bir yavanlık alır içimi
Dudaklarımda nikotin tadı
Sancılı bir bekleyişe kapılırım
Bugün son günüydü umutların
Hayaller geceye karıştı
Eski benden eser yok artık
Çubukcu öldü sayılır
Hüznün ve yalnızlığın başı sağolsun..
İstila ettin ömrümü
Bir anda,bir günde
Bir fahişe gibi koynuma giren gecede
Sana döndü bir anda aşk göstergeleri
Nedensiz yere bağlandı sana yüreğim
Boyumdan büyük bir aşkla
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!