Alnında ter tanecikleri tomurcuk, tomurcuk. Gece lambasının loş ışığında yastığına yayılan kumral saçlarının üzerinde gizemli gölgeler geziniyor.
Mışıl mışıl uyuyorsun, tavandaki gölgelerin gizeminde masada vazodaki dünden kalan o kıpkırmızı güller diriliğini koruyor.
Büşra senin titizliğini bildiğinden çiçeğin suyunu sık, sık değiştiriyor.
Sahi kim getirmişti gülleri, tabii ki o müşfik çirkin adam; çirkin ama sempatik doktor Yalçın.
o kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Devamını Oku
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta