Sığınacak liman benmişim yine
Dört elle sarıldım kendi kendime
Bir daha en dibe batmamak için
Dalgakıran çektim artık gönlüme
Şimdi fırtınalar korkutur beni
Ben sensiz yarınlarda düşünemem kendimi
Sevişen kalplerimiz ayrılığı bilmesin
Seni böyle severken bırakıpta gitme ki
Öptüğün yanağıma gözyaşlarım değmesin
Uzun yılları aştık bu aşkı bulmak için
Bir gün diyeceksin ki
Bir şair kadın vardı
Şimdi kendi yok ama
Herşeyi bende kaldı
O aşkını yaşadı
Saçlarda beyazlar yüzde çizgiler
Birlikte o güzel günleri görsek
Tanrı nasip etse böyle bir kader
Beraber yaşlanıp beraber ölsek
Hiç bitmese bizim büyük aşkımız
Boşver bütün dünyaya felekten bir gece çal
Kollarımda uyu sen kahvaltıya bende kal
Taze simit seversin beyaz peynir bir de bal
Yanında demli bir çay demli muhabbet de var
Yarın olmazsa bir gün bak mutlaka beklerim
Sil gözlerindeki bitmeyen yaşı
Yıllardır dengini aradın durdun
Şakı artık şimdi ey gönül kuşu
Dilinden anlayan bir gönül buldun
Nasıl ziyan ettim ömrümü boşa
Ne yapsam azdır bu akılsız başa
Gönül mü veririm sen gibi taşa
Dünyaya bir daha gelirsem eğer
Kıymet bilmeyenin yüzüne gülmem
Yaşadığım büyük aşk yangınını
Günlerce çektiğim kalp ağrısını
Anlattım yüzünün her çizgisini
Çatı katındaki odam biliyor
Dört duvar sakladı tüm sırlarımı
Bakışların silahınmış gözlerinden mermi yağar
Görür görmez vurulmuştum yaralarım hala kanar
Bile bile yaktın beni bilmediğin bir tek şey var
Güneş olsan gece batar ateş olsan cürmün kadar
Harcama zamanı kıymetini bil
Hasretle geçiyor günümüz yazık
Saniyeler bile kahreder beni
Hemen gel yar hatta çok daha çabuk
Süslendim püslendim bekliyorum bak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!