Düşünüyorum bir mum ışığında
Düşünüyorum engin denizleri
engin karanlıkları
ve ufukları…
Aşamadığım bir yokuşta
çırpınıyorum, boşlukta ellerim…
Eylüldü
Serindi hava
Van Gölü azgın dalgalarıyla
Sahili dövüyor kabardıkça
Hafiften esen güz rüzgarı
barışa...
Dinleyin Fırat’ın Dicle’ye türküsünü
Nicedir anlattığı hazin öyküsünü
Hani benim o şad ile akan günlerim?
Gülüm
Hayat durmuyor gülüm
Gülümsüyor bize ölüm
Bitirirken elemler
Affetmiyor zaman gülüm.
İnsanlar yürür İstanbul sokaklarında
İnsanlar ki ama nasıl
Bir keşmekeş içinde
Bakarsın, bakarsın
Bir dertli yok sanırsın aralarında
Güneşi avuçlarıma verin
Isınmak istiyorum
Tomurcukları patlarken körpe çiçeklerin
çiğ düşen bir bahar sabahında
çiçeklerle uyanmak istiyorum.
Ah Kerbela
Fırat’ın suları hüzün yüklü yine
Dalgaları sitemle dövmekte
Zulüm coğrafyasının kıyılarını
Fırat hüznü yakar
Neleri Anlatır
Dağınık sayfalara serpilmiş mısralar
Neleri anlatır, neleri gecelerde
Bir eylülün yollarına dizilmiş satırlar
Neleri anlatır neleri hecelerde
Sandın
Dünyayı bilmek kolay mı sandın?
Başına gelen olay mı sandın?
Bin vadi altın verilse bile
İnsanoğlu sen doyar mı sandın?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!