Ebedi istinatgâhım olacak, bu koca il.
Haberini şimdi aldım, hoş geldin Azrail.
Tezim tamamdır, diplomamı dün aldım.
Bu hayat okulunda ki, hazır olan son föy.
Komşum, akrabam, arkadaşlar burada
Son ikametgahım, kabrimin kazıldığı köy
Kim, nereye gömülecek saçma pazarlık
İstemem kabristanda, ailem için mezarlık.
Eşim gelmiş kabrime, bugün arife midir?
Öyle kalaba ki mezarlık, üstü toprak sedir.
Ehl-i kabir de bir telaş, neşe ve hüzün var.
Kiminin evladı gelmiş, ya doyamadığı yar.
Ellerinde kitap, dillerde dualar, gözü yaşlı
Kimi körpecik çocuklar, kimi genç ya yaşlı
Dışarıda arabalardan konvoy, sonu belirsiz
Kim ana kuzusu, kim kuzunun anası yersiz
Kimi şaşkın, otla çöpten bulamamış mezarı.
Kimi iğnesini içine saklamış, bir riyakâr arı.
Çeşme başı riya yumağı, abdest alınmakta
Elde oje, dudakta ruj yıkanan kirli kalmakta
Kimi görücüye gelmiş, kızlar göz hapsinde.
Onlar da işin farkında, tevazu ve nezakette.
Kimi piknik yapıyor, çay, çorba, pide ayran
Onlara yarın, biz ehl-i kabre bugün bayram.
2010
Uğur Musab Şahin
Kayıt Tarihi : 24.6.2009 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!