Sen hep eksiksin fotoğraf karelerimde. Acıya dönüşen yokluğun gözlerimden okunur oldu. Yazmak istediklerim düğümleniyor kalemimde. Acımın tarifi yok. Sevgim yetmiyor ikimize. Soluma dönüyorum sonra sağıma bir değişiklik olmasını beklercesine ama olmuyor. Yokluğunun yerini ne beyaz zehrim dolduruyor, nede kulaklığımdan yükselen şarkılar.
Benim hayatım seninkine karışmalıydı oysa ama zaman bizi bu hale getirdi. Bir ağaçtan çıkan dallar gibi olduk, biriz ama ayrı. Baktığım yerde başkaları var ama ben senin olduğunu biliyorum çünkü görüyorum. Hiçbir şey söylemek zorunda değiliz bu konuda ama ben yazabilirim.
Bilmediğimiz insanlar var çevremizde ya da kimse yok, bilmiyoruz. Başımızı önümüze eğip anılarımızı yerlerde izliyoruz. Tek tek darağacında sallandırıyoruz. Anlamı kalmadı ikimiz içinde. Zaman hatırlatıp heyecanlandırırken o anıları, şimdi ise acıtarak izlettiriyor tek tek.
Bir oyun düşün zarla oynanan ikimizde zarız, 21 benekli. Oynayanlar sallıyor ve savuruyor bizi menfaatleri dışında düşündükleri hiçbir şey yok. Öpüp kokluyor güzel sözler söyleyip kandırmaya çalışıyorlar, olan bize oluyor her sallayıp savurduklarında ayrılıyoruz. Her düşen beneğimiz hayallerimiz farz et biz onları kaybediyoruz. Sallayıp savurmalarına izin verdiklerimiz ise sallayıp savurmamız gerekenler.
Bir oyuna sattık sevgimizi hayallerimizi.
Fotoğraflarda sararmak yerine seninle doğup seninle ölmeliydim. Zevk ve hayranlıkla içime çektiğin nefesin olmalı, nefesime kapatıp sarhoş olmalıyım. Her anımı güneşin doğup batışına birleştirip bedenlerimizi sarmalıyım, sarmalayıp önüne koymalıyım, bak işte biz buyuz diyerek ne hayallerimi ne sevgimi satmamalıyım. Aynısını sende yapmalısın.
Keşke yanında olsaydım, tenine dokunsaydım, kokunu ezberleseydim. Yaşadıklarımız hayallerde kalmasaydı. Sana doyamam ama keşke doysaydım. Ağlayan gözlerim nefret dolu şu satırlarım yerine ah keşke mutluluğumuzu yazsaydım. Boş boş bakan gözlerim kafamda seni görmek yerine keşke gözlerindeki boşluğa baksaydım. Ah, ah keşke ben yaşayamadıklarımıza isyanımı yazmasaydım. Keşke ben şu senli keşkelerden kurtulsaydım, şu kalem yazmasaydı şunları.
Kokunu bir ağaç kokusuna gözlerini olmadık renklere benzetip; şarabımı, aşkımı, yaşamımı, dakikalarımı sana harcasaydım ah işte şu keşkelerden kurtulsaydım…
En verimli günümü yaşıyorum yazdıkça çoğalıyor kelimelerim kahvem, sigaram, kalemlerim, tahta üstü yaprak dolu masam, eski şiirlerim sen hep eksiksin fotoğraf karelerimde.
Kayıt Tarihi : 2.9.2013 16:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!