Forsa Şiiri - Umut Engin Deniz

Umut Engin Deniz
29

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Forsa

''Ayrılığın kırbacını sırtına yedinmi hiç? ''
Aydınlık sulardan karanlık sulara yol alan;
aşkın kutsal denizinde batıp çıkan,
fırtınalara ayak direyen köhne bir teknede,
forsa gibiyim.
Özgür bir şimşek çaktı
karanlığın derinliklerinden
teknenin güvertesine;
bir kucak karanfil gibi.
Kokusu vurdu
terden ıslanmış
yorgun bedenime.
Katık oldu,
kimseyle paylaşmadığım
hasret sofrasına.
Parçalıyorum dalgaların karanlık gövdesini;
bir kulaç daha kaldı,
bekle beni!

Umut Engin Deniz
Kayıt Tarihi : 26.1.2006 18:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Massimo Baretta
    Massimo Baretta

    Kürek mahkumu güzel bir benzetme ve muhteşem final dolayısyla şiirde harika olmuş. terbrikler şaire.

    Cevap Yaz
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile
    uğradığım sayfanızda
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım
    Tebrik ediyor ve

    Yaşayacaklarınız
    Yaşadıklarınızdan

    Daha renkli
    Daha hareketli
    Daha bereketli

    Geçmesi temennisi ile
    Doğum gününüz kutlar
    Yüca Rabbimden
    Sağlık,afiyet ve başarı dolu bir ömür
    Niyaz ediyorum.

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Saner Can
    Saner Can

    Müthiş bir anlatım şiiri baş şiir yapmaya yetiyor son zamanlarda okuduğum en güzel şiir ve final betimlemesi ne Türk nede dünya edebiyatında görmedim sonderece yeni ve estetik ''Parçalıyorum dalgaların karanlık gövdesini,
    bir kulaç daha kaldı.
    Bekle beni.''

    O kadar uzakta ve zorluklarda olup, zamanın az kalması ve ulaşmaya çalışmak için kalan süre kadar mı güzel anlatılır??? Muhteşem....

    Cevap Yaz
  • Hidden World
    Hidden World

    Hani Can Yücel demişya şiirinde,
    ( Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    'O olmazsa yaşayamam.' demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.
    Yaşarsın çünkü. )

    Yaşarsın elbet yaşanır, yaşarız Can baba

    lakin korkarak temkinli yaşarsak hayatı

    az sevip az bağlanıp az acı çekelim dersek

    yaşamın kıyısından köşesinden bakarak yarım yamalak yaşarız

    hep ortada ne çok mutlu ne çok mutsuz

    oysa yaşamın kendisi yürek atışında değilmi zaten

    yürek istemezmi yaşamak

    ama yaşamak yani dibine kadar

    herşeyin çoğundan en çoğundan isteyecek kadar

    eğer bağlanmak istiyorsan seviğine

    bağlanmalısın aksine körü körüne

    ölünceye kadar demelisin ölünceye kadar ayrılmayacağız

    hatta birlikte ölmek istemelisin, birlikte gömülmek

    o olmazsa olmaz bende olmam demelisin

    bir o kadarda sevilmek istemelisin

    beni sevmezse kimi sevecek be demelisin

    beni sevmeyen taş olur demelisin ve sevilmelisinde taşı bile sevgisiyle eritelibilicek biri tarafından

    öyle sevilmelisinki sevgisinden korkmalısın, sevginsinin sınırı yokmu acaba demelisin

    sevgisi seni öyle sarmaliki ateşini hissetmelisin yüreğinde, bedeninde her zerrende

    yanmalısın seni saran bu sevgiden

    şımarmalısın, sevildikçe daha fazlasını, daha fazlasını istemelisin

    hiç sevgi görmemiş bir yetimhane çoçuğu gibi sevgi arsızı olmalısın

    tutki çok sevdin

    tutki hiç sevilmedin,

    sevgin elinde öylece kaldı

    sım sıkı sıktığın avcunda

    avcunu actığında birlikte gömülmek istediğin toprak dökülmeli avcunun içinden

    acı cekmelisin şah damarında hissedinceye kadar

    korkmamalısın acıdan

    avcundan akıp giden toprak gibi dağılmalısın sende toza dönüşmelisin

    sevdiğinin gidişini anlayıp hissettikçe uçuşmalı toz halin havada

    o gitti, elim gitti, kolum gitti, bacağım gitti, gözüm gitti, ben gittim demelisin

    ama onun için gitti gitsin demelisin.

    sevdiğimi ben sevdim acısınıda ben çektim demelisin

    pişman olmamalısın çok sevdiğine çok bağlandığına

    çok acı çekmene de

    sevdiğin başka şeylerde olmalı

    misal,

    sevdiğin ses olmalı

    seviğin ülke olmalı, şehir olmalı

    sevdiğin isim olmalı

    sevdiğin masal olmalı

    seviğin ağaç olmalı

    yada ne bileyim işte hayatta ne yaşadın dendiğinde verilecek cevapların olmalı

    bir çoçuğun oyun oynarkenki haliyle mutlu oldum

    yorgun bir ihtiyarın ağaç dibinde otururkenki haliyle hayatı anlamaya çalıştım demelisin

    kormadım herşeyin çoğundan istedim demelisin

    çok sevdim çokta acı cektim demelisin

    çok sahiplendim çokta kaybettim

    ama yaşadım,

    yaşadım

    korkmadım, yaşadım

    ben YAŞADIM demelisin.

    o kırbacı yemeyen yoktur...sebebi ne olursa olsun...kimden yenildiği de önemli değil ama ayrılık kırbaç yemiş kadar aci veriyorsa, can bildiğindendir illaki :((( paylaşılması zordur...zira anlattıkça tekrar tekrar yaşamak geçmişi insanı karanlıklara sürükler kimi zaman...dibe vurur herşey...işte o zaman ya tamamen pes eder yada bir hırsla ışık beklersin bir yerlerden...dilerim o umut ışığı hiç sönmesin uzaklardada olsa nasıl olsa bir yansıması vurur yüzümüze...güneş hep tepeden vurmaz ya insana...yada yıldızlar hep aynı ışıltıyla parlamaz ya...ay bile her daim aynı biçimde olmaz....ama içimizde bir yerlerde umudumuz hep olsun, olsun ki hem bizde hem birilerinde hayat bulsun...

    bu şiirde senden ışık olmuş onca yorumcuylada hayat bulmuş yüreğine sağlık tebrikler...

    Cevap Yaz
  • Serkan Torun
    Serkan Torun

    Her mısrası etkileyici.
    Özellikle ''Ayrılığın kırbacını sırtına yedinmi hiç? '' ve 'bir kulaç daha kaldı. Bekle beni.' bölümleri beni vurdu. Çok keyif aldım.
    Sevgi ve Saygılarımla,



    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (33)

Umut Engin Deniz