Formölüm Şiiri - Habibe Merih Atalay

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Formölüm

"formölüm, benim,
canım, biricik, formülüm!"

Sahneye çıkmışlığı var, aktördür,
Eğitimlidir; güçsüz oyuncu ama
Ah, garibim ölü oyuncu şimdi.

Ölmüşlüğü, demem o ki, yeteneği.
Belki uyuyordur, ama diğer şüphe, o!
Ölmesi makbul ve makul gelir kulağa.

'Ya, zati yetisiz idi, sizlere ömür
Zayi oldu" denmesi kolay
Uyutuluyor denmesinden.

Şincik dencektir, yok efendim yeteneği
Uyandırma, dahası diriltme çare arayışı bu.
Hâşâ, Sümme hâşâ! Öyle değil o iş. İşin aslı:

Ölmemişse de ölüm döşeğinde,
Ölür şüphesiz beş vakte, U dönüşsüz
Entübede; Ölcekse ölsün varsın der,
Yapcak birşey yok deriz; şanına yaraşan
Uğurla gömüvermekten gayri... Cennet
Mekân bol topraklı ışıklarla uyusun,
Dualarımız onunla olsun!

Aman canım, herşey ölür gün gelir,
Ne yetenekler öldü öldü dirildi
Yine öldü. Yıl olmuş 2024, eli kulağında
'25'in, gömülür şincik şuraa, yasıpası kalmaz!

Ekilir üstüne herkesinki gibi sevdiği
Mevsimli mevsimsiz sevimli
Kokulu kokusuz taze yapıntılı allı güllü
Dallı ekenekler, bakarsın bağrından
Nice mozaikler biter...

Hayır,
Hayır, mozaikler demeyelim!
Hiç hazzetmez,
Menekşe diyelim!

Ama işte...
Hayattadır geri kalanı.
Öyle olsa ne, olmasa ne?
Onun için ha Gül ha Lale!
Yaşatan o yeti değil ki demek,
Yanlış olmaz. Hüngür şakır:

"Üüü- üü, sahneye çıkamıyoruz"
"Uuu-uu oynayamıyoruuuz, öliim artık, oyy!"
Dedi; dedi dedi, iç çekeçeke gitti garip,
Geri kalanı sahnesiz yetim öksüz kalakaldı.

Densiz yetenek sahnesiz kalamazdı
Ki zaten kalamadı da, anca gerisi,
İliği kemiği derisiyle yaşayabiliyor,
İşte burada, hernasılsa!?

Demek yaşam-bağının bütünselliği
İkizcesine ortak değil, vakıf
O l u n u l d u!

Bağlantılar bağlı başka şeylere;
Sanılıyordu ki, bir dönem, gerçekten
İçler acısı bir dönem-di, hayat bitikti,
Durduydu her şey, durduydu zaman...

"durdu zaman, durdu dünya" Manasız, booş...
Teoman'ın da dediği gibi: "berbat bir yıldı.. bin
dokuz yüzlü... ", Hah!

"ah, o günler, o günler, şimdi yabancı gibiler..."

Hâlâ hayatta kalan kadarıyla kalanı,
Şarkılar türkülerle... işte böyle.
Zamana Yükü yüklemek dedikse,
Buydu demek herhal denmek istenen.

Bilmeyiz daha nekadar sürer, bilmeyiz,
Nekadar kesin bilgi. Ama şimdilik bu böyle:
Hayatta geri kalanı!

Yatıyos kalkıyos bakıyos: Hayatta!

Neden bilmiyos ama hayatta!

Kalem ile kurulmuş -e-dostluk- var arada
Safları sıklaşan da bir e-doş! olundu
Kanka vari; işte yine zamanla!

Defter kalem silgi, çekirdek ailesi bunlar
Sanki, koşulsuz bağlılar birbirlerine.
Öksüz diye destek çıkıp eklendiler,
Ki olağanüstü, canla başla e-şlik ettiler biçime
İçiniçin kabul ettirdiği için, sahte tarlasında
Sahne hovardalığı yapmaktansa,
Ev tapanlamayı seviverdi cancaaz.

Sessiz bir er-can-yol-taş olupolup giderler,
Sanıldığı gibi dilsiz de değiller; zamanla
Duymayı öğrendiler birbirlerinden birbirlerini;
Kendi tınılarınca garip duyumlar eşliyle,
Aralarındaki kopmayan işbirliğiyle,
Nesnelerin gücü adına güç salgılarlar.

Ama işte, çare'ye yeni gelinir...
Günler geçer devran değişir yeni yeni
Ve hep beraber; bugün, bu saatlerde
Çare durağında moladayız!
...Diye düşünürsek,

Belki değil artık ha! Belli ki
Çare'yi de katıp araya bu duraktan
Devam edilecek ileriki sapaktan
Pekçok şey ekletiverirken erdiklerine...
Erecekler başka şeylerine.

Tabii; şey'ler...

Tabiişeyler, Çare'nin katkılarıyla mucit evinden
Kelime ve formüller; Kilo-metreler kat-ledildikçe
Pıtırpıtır pıtır bitivererek, belirecekler;
Teker teker ard arda def-in yerlerinde;
Papatya değillerse de, -papatya olsalar
Seviyo-sevmiyo ya girer ki bu muhabbet gereksiz;
Mantar gibi toplanacaklardır zaar...

Zehirlisini zehirsizinden ayıran açarlar
Elinde çare'nin, o mantarları şöyle hayli
Genişçe halkaya dizeler, hangisinin neleri
Kitli, nereleri açık, yine zamanla ancak
Onun göstereceği anahtarlar...

Çareye göre pek ağır gelmez taşımak
Üzerinde heryere; o sihirli şekilde
Bir an kaybolup yine bir an
Beliriverebilir kocaman ellerinde;

Ha, çarenin elleri kocaman mı? Değil!
Esnek bir yapıda, bir an bir Dünya
Gibi görünüverir, bir an sonra Pıt!
Miniminnacık: "yok ne noktası ne
tepe virgülü cümlelerinde ara ki
bulasın nere konar neyi işarette", olur.

Çok gözden kaçırıldığı an olur,
Körlemesine çaresiz dolandırır
Onu görmelerinin iyice zorlaştığında
Şimşek çakımıyla parladığı
Anlar olmasa... Yapyayakalınır!

Asla kaybolmaz, hissettirmeye devameder
Kendini, tık tık tık, çalar içten,
Kabin kapısını kalbin.

Böyle biçare bir çareymiş ki bu çaresiz
Çaresiz çarenin, kendisi çaresizmiş
Ama onun da büyüleyici özelliği buymuş.

Çıkış noktalası ile varış noktası arası
Kılcal örnekler toplamalılarmış birazcık
Şimdi; numuneler- tahliller- analizler de
Denebilir bunlara, değil mi? Aynı anlamın
Muadilleri. Serpiştirilip izlerini belirgin kılar.

Çare, Anatoplardamar' mış, mesela,
Ana, deyince, tabii bir de babaları olurmuş
Bunların: Baba çare!

Babatoplar Damar, gayrimeşru doğurmaz
Doğurtmazmış adamı kadını kızı kızanı,
Çoluk çocuğu; burada herşey meşru ilerler imiş.

Bu anatoplardamar hepimizi toplamış
Etrafına da demiş ki bugün
Yine mırılmırıl,
Ama uyutmadan:
"elbet bir çözüm vardır,
ben bakın burdayım,
siz de burdasınız;
çaresiz değilsiniz, değiliz;
anasız babasız kardeşsiz,
devletsiz değilsiniz cümleniz;
gelin nasıl değilsiniz,
hep beraber öğrenelim cümlemiz!"

Gelsin imdi:
.Akılcı,
.Kalıcı çözümler
.Geçici çözümler
.Anlık çözümler
.Günü kurtaran çözümler
Ve dahası gelsin...
.Geleceğe çözümler...
.Geçmişin çözümleri
Daha neler!

Bunlar anahtarlardan bir kaçıymış sade
Bu anahatlardan bir deste dolusu varmış:
.Bitimsiz anahatlar.
.Biteviye anahatlar!

Çare'mizin kelime derinliği
:
Bir sonuca varmak
Ortadaki engeli kaldırmak için
Tutulması gereken ana-hat!

İmdi: Vaktizamanındaki
Evvelzaman içinde,
Tepemizdeki takunyalar
Nasıl şiir olurduydu da olmadıydı
"oldu, oldu, şiir doğdu!" şekliyle
Ona bakılacak!

Karşılaştığımızla karşılaşmayacağız
Baktığımıza değil bakmadığımıza göre
Mantıklı olanaklarla bir oluşum.

"bakınız hepsi insandı" diyor
"sizden önce yola çıkanlar
cesareti giyinmişler, pelerin değil...
siz ise esareti..."

Anlamı anlamış mıyızdır imdi?

Onlar hep önden buyururlarmış efendim,
Komple, komplekslileri yara yara...

Aslında, bunların da hepsi birer rüyaymış
Biz rüyadan uyanmak istemezmişiz.
Gerçekle yüzleşmek çok öldürür fazlasıyla
Böyle azar azar gıdım gıdım ölüyoruz
Şimdi en azından hiç olmazsa;

Yani dediğine geliyoruz yine;
Süre uzuyor yalnızca.

Esas kahramanlar en son ölsün yine
Senaryo gereği; bu rüyada da biz
Ölmeden herşeyi başaralım
Ve varsın o tek şeyi başaramayalım:

"ölmemeyi"

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 10.12.2024 23:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!