Fizikçi Kız Şiiri - Orhan Tiryakioğlu

Feleğin işine bak;
-tutuklandı resmen dilim,
Viran kelimeler teklemekte,
Tökezlemekte yine dizelerim.

Eli tetikte kör noktanın; resmen titremekte,
Avcısını beklemekte sabırsız,
Nişan tahtasına göz koymuş çünkü,
-ısrarlı bakışlarım.

Kötü bir niyeti yoktur ki göz süzenin,
Adamı yoldan çıkartır yalnızca bir miktar.

Hem gözlerle söyleşi, hem de fizik yasaları;
Nasıl bağdaşır bunlar, dilber sürmesi ile?
Bırak kaçmayı artık,
-göz merceğin de anlatır şu optiği.

Öylesine kıpır ki göz bebeği;
-estetiği iletir sadece, mahzun
Diklenir bazan, cam göbeği bakar
Böylesine aşar, cinsi minsi o kız
-pervasız işte; masum!
Erkeği dişisi gözükmez olur dilinde,
Yekpareye döner iki insan,
-ayrısız gayrısız.

Derslerine konar kelebeği,
Depreşir içindeki çocuğu,
yürek titreği kanadına tüner,
Çeker aniden elektriği,
-şansın yok, aşamazsın eşiği
-bir düştün, pir düştün, iflâh olmaz;
-sevda karadeliği.

Atomu her çarptığında, çekirdeği çatlar
Sayacı çılgına döner, hızlanır nabızların,
Damarda tuhaf değişmeler, için kaynar,
-yörüngeye oturur uydu'n,
Çevrende galaksiler, ters parende,
Deney salonuna benzer sohbetin,
Habire anlatır durur, soluksuz
Hız denklemini fizikçi kız.

Aslında biliyor ya, gamsız;
Kalbi, kafasında atıyor zavallının,
-konuştukça kız,
Dedikleri de hep, zamansız mekânsız,
Fezâya kaçar aklı, gözleri sende
Bükülür elindeki çay kaşığı,
Uçtukça kız, yere bakar-
-yürek yakar şu fiziği.

Gözler konuşsun, günde üç öğün
Fır dönsün acıkan göz böcüleri,
Renklerini çalıp, yağmalasın,
Fiziğe iliştirsin de gökkuşağı formülünü
içinde çakan şimşeği sağsın,
-yağsın ışığı sineme.
..........
Gerçekten de biz, ermişler gibiyiz,
Işık duvarını da aştık iki demli çayla,
Kim, büyüsünü bozarsa bu ders'in,
yüreği çarpılsın onun, ölsün!
Ha, bir de;
Kim açarsa ağzını, geveze misali
Diğeri, yumsun gözüyle onun dilini.

Bir kötülüğü yoktur ki göz gözenin,
Çay boşuyla toplar garson geyikleri...

21.02.2002-02.11.2008