Sabah üşüyordu kollarım, duvarlar buz kesiyorken.
Hevesli aşıkların kalktığı saatte uyanıyordum her gün.
Bir can pazarıydı.
Sabahın köründe koşturanlar arasında oynanan.
Kendi yerini bulmaya çalışan,
Kalabalıkların arasında yalnızlığını arayan, bir ömür.
Bugün, dünün aynısı.
Aynı hızda dönmek, güneşin hatası.
Yarının, kara alın yazısı.
Bir elma düşer,
Gökyüzünden.
Sana, bana, bize.
Elim yıldırıma çarpar,
Bulutların arasında.
Seni bulmaya çalışırken.
Kaç sabah, kaç akşam oldu sayamadım.
Mevsimler değişmiş farkına varamadım.
Dünya dönmüş, ay tutulmuş anlamadım.
Kirazlar çiçek açmış, kokuya aldanmadım.
Gülün açışına, karanfilin duruşuna kanmadım.
Sesine şiir yazsam, okur musun mısralarımda.
Gözlerime bakarken, kalsa ellerim saçlarında.
Seninle geçen günlerimi, saklasam sandıklarda.
Ayrılık bize gelmeden, koştursak boş sokaklarda.
Sesine şiir yazsam, okur musun gün ağarırken.
Sevmek.
Seni sevmek.
Evet, evet. Seni sevmek.
Bazen ölüm gibiydi seni sevmek. Bazen,
Sıcak bir ekmek kokusu gibiydi, soba üstünde kızartılan.
Nefretin arşa değmiş olsa da.
Zamanla büyüyen yüreğin var.
Sözlerin bana küsmüş olsa da.
Aldanma,
Benimle dertleşen gözlerin var.
Sanma ki karşılaşmamız sadece bir düştü.
Aldanma sakın, sana koşarken gelişime.
Bak, nasılda adımı söylerken dilin sürçtü.
Kıskanma sakın, sana bakarken gülüşüme.
Denk gelirdik, aynı sokağın kaldırımında.
Ellerimiz kirli, batan batana; sevmez seni.
Kelimeler suskun, kaçan kaçana; dönmez geri.
Gözlerimiz hain, vuran vurana; görmez beni.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!