Her boyayla boyadık
Nane yiyen yiyene, gel de şaşırıp bakma
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Yanlışı süsleyene, gel de lahavle çekme
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Medeniyet söylemli, daldan dallara konar
Sofra görse kurulur, kaymağa bala banar
Modernliği sorsan, baldır bacağı sunar
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Dini kesip biçenler, bilge uzman kesilir
İnançla aldananlar, görsen nasıl kasılır
Nalın, yanmaz kefenler, abartan arsa alır
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Mülk Allahın diyenin, kasasında tapu bol
İnançla aldatmalar, yüzsüzlükte emin yol
Milletin çeşmesinden, hadi küpüm hadi dol
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Çarşımız cıvıl cıvıl, ha deyince gezilmez
Gösterişli dükkanlar, neler döner sezilmez
Haksız, kese dolduran, helal haramı bilmez
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Çarşıdaki han'ımız, en meşhur gözde handır
Çatı katında kalan, sanır kendin sultandır
Yemeyi çok severler, bin bir taam harmandır
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Handa cirit atanlar, türlü tuzlar kavurur
Bilgelik taslayarak, okkalı laf savurur
Hakikaten dem vurup, adalete gem vurur
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Kapıdan giremeyen duvarı oyar idi
Mala bulup kendince bir güzel sıvar idi
Hanın duvarlarını, çok renge boyar idi
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Hana gelip kalanın, kimisi çoban idi.
Bazısı yüzük takar, pek çoğu yaman idi.
Gelen burun kıvırır, gidenler hayran idi.
Her boyayla boyadık, fıstığı yeşil kaldı
Yahya Koza
Kayıt Tarihi : 22.4.2024 18:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
taşlama-hiciv
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!