Ufak bir taştı
Ah ne kadar sıradan
Ah ne kadar önemsiz bir taş
Ne dışı elmas kaplıydı
Ne inci saklanmıştı içerisine
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
harikaaaaa,,tebriklerimle
cilveli bir asalet...sanırım bu sözü bir zamanlar sezen aksu , nükhet duru için söylemişti...ben de şiirin içine saklanan üslup dili için böyle bir şeyler söylemek istedim...Şiirin kavisleri için ilk yoromumda söylediğim şakacı şemsiyesi olan kızın kıvraklığını anlatıyor bana..veya eski kanto sanatçılarının sahnede şemsiyelerini büyük bir ustalıkla kullanışlarını...
tebessüm ettirici ve jiletsi çizgiler çizen yüreğinize..böyle bir şiir...tavsif ve tasnif ettikçe kabına sığmayan...
İlk değerlendiremede şiirle büyük keyif içinde kaynaştığımı, bir üstten bir alttan son kez de sırayla okuduğumu söylemeyi unuttum.
..ne kadar sıradan
..ne kadar önemsiz bir taş
demeden önce söylenilen 'ah' ın yüklediği sakin şaşkınlığın tadı divitin mürekkepe banılışı gibi... Pek sevdim o 'ah'ları. Tokalaştım o ah'larla. Ne kadar masum ve uyumlu ah'lar onlar. Olumsuzlukları anlatan 'ne' ler ise, inanın benim fazla suçum yok diyorlar.
Bir de neyi sevdim:
Söyleyeceğim:
'Sevgilim orada mısınız
Lütfedip açar mısınız...'
Orada mısın? demiyor. Senli benli değil sizli.
Fakat...Samimiyetle resmileştirmenin ortanca ayarında hem devam ettirilen yakınlık hem de gönülden dışmaya yönelik çabalar inanın çok ama çok hoş...
Udi, şair, şirin dilli gazel fısıldayan betimlemesinde bu sıfatları taşıtılan uykusundan uyanamamıştır.
Sevgilim orada mısınız
Lütfedip açar mısınız
Demek için fiskelenmişti
Yüreğimden gecenize
Lambayı benim için
Kıstığınızı sandığım
O vaat dolu
O mültefit
O perdesiz
Pencerelerinize
Geceyi birbirimizin kolları yerine
Neden nezarethanede geçirdiğimizi
Nasıl açıklayacağız annelerimize
O anneler ki her biri
Bizi samanlıkta basan
Mutaassıp inzibatlardan
Daha öfkelidir
Yarıda kesilmiş sevişmelere karşı
Nilgün hanımefendi şiirin her türünü o kadar usta ca
bir edayla salındırıyorsubuz ki hayran olmamak elde değil.Bir İstanbul hanımefendisi ağzıyla fıskelediğiniz taş,yine aynı kültürün o zarif iğnelemelerini muhatab beyzademize ayrı bir zerafetle ammaaa bir okadarda acıtırcasına batırıyor.Uzatmaya gerek yok Nilgün Aras hoş geldin.İyiki varsın.Sevgiyle ::))
şiirde geçen bir kelime.. fiskeler
Aslında şiirin tamamı fiskelerle dolu..Hatta çoğu zaman yanaktan makas alıyor bile diyebiliriz.
Sevgili üsküdara gider iken aldı da bir yağmur şarkısındaki katip olsa gerek.
Kız da bütün tanzimat filmlerinin logosu haline gelmiş en şakacı şemsiyeyi sahip bir kız.
Buyrun şimdi elinizden geliyorsa şevki bey'in o muhteşem şarkısını serap mutlu akbulut hanımefendiden dinlemeyin..
Ben dinlemeye başladım bile:)
Nur olsunlar tüm vesile olanlar
Ülfet etsem yar ile ağyare ne
Yansam ateşler gibi dildare ne
Ben helak olsam mürüvvetkare ne
Ülfet ister gönlüm amma çare ne
Bağ ı hüsnün ey gül i nazik teri
Nim nigahın sinede vardır yeri
Gül cemalin gördüğüm günden beri
ülfet ister gönlüm amma çare ne
'' Nilgün Hanım şiirlerinizle yeni tanıştım...hepsi birbirinden güzel...zeki ve zarifçe taşlamalar var.... bu zerafet eminim kişiliğinizden kaynaklanıyor... tebrikler...''
Çok güzel olmuş.Yüreğinize sağlık.Güldüm (ağlanacak hallere) ironi ciddi iştir bazen:) Saygılarımla.
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta