Fısıldayarak Haykırıyorum Adını

ne olur, ne olur
kayan bir yıldız göreyim
bir yıldız kaysın demiyorum
biliyorum ki bir çok yıldız kayıyor
işte
o kayanlardan birini göreyim
haykırışımı yükleyeyim
içine damlasın
gönlüne damlasın sesim
sesimle ulaşsın yüreğim

yüreğim

yüreğim onun yüreğinin içine damlasın

bir isim bu kadar mı güzel olur
bu kadar mı güzel anlamlar katar
bir yüreğe
fısıltıyla bağırdım
bağıra bağıra çağırdım adını
yıldızları kollayarak
dedim ki
senin gönlünden geçen de
benimkiyle aynı olsun
bozulmasın hiç bir düzen
fiziksel maddesel hiç bir düzen
günlüme düştün
gönlüne düştüm mü
onlar yüreklerimizden umutlarını kessinler
madddemizle yetelim
bencilce mi
peki
tamam
öyleyse
neyin bedelini ödüyorum
onlara kötülük mü ederiz
...
ha canım be
canımsın
hiç mi susayıp uyanmazsın
uyanıp da ne oluyor bana demezsin
o sırada fısıltıyla bağırışımı
adını haykırışımı duymazsın
yüreğine
şöyle ılıkça
akmaz mı bir şeyler
sıcacık oluvermez mi
arzına ulaşınca yüreğinin
o damlacık
kaynamaz mı fokurdayarak
sonra da 'noluyor bana' derken
ilk aklına gelen ben olmaz mıyım
bana yormaz mısın
bu harareti
bu halet-i ruhiyeni
eh be canım
eh ben sana diyeyim
daha ne diyeyim ki
kolum yoruldu
boynum belim ağrıdı
başımı dayadığım elim uyuştu
dizlerim sızladı
pencerenin önüne diz çöktüm diye
yıldızları kollamaktan
gözlerim kaymaya başladı
kayan bir yıldız bekledim
onunla gönderecektim mesajımı
diğerini almadın ya
bu garantiydi
olmadı
susadım da
su içmeye gitmedim
yıldızları kaçırmayayım diye
eh ben sana ne diyeyim be adam
...

28 temmuz 2000 / Bursa