Fısıldaşan Esintiyle

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Fısıldaşan Esintiyle

Fısıldaşan esintiyle girdaba kapıldı
Sürükleniyor toz zerrecikleri
İnce bir duman yükseliyor göğe
Öpüyor sessizliği

Salınarak genç kız tazeliğinde
Çığlık doğuyor
Dansçı kıvraklığında büklümleri
Çarpışmaya tanık kulakta
Sessizliğin görüntüleri

Ritmine uyan kokulu düşlere salıyor müziğin ruhu

Fısıldaşan esintiyle girdaba kapıldı
Ay batım rüzgârında
Yapraklar misafir börtüleri uğurlarken
Sürükleniyor toz zerrecikleri

Geniş yürekle ağırlamışken yeşilin
Mavinin kırmızının ve sarının tonlarını
Duman öpüyor yeniden sessizliği

Her zaman iyiye bir uyanış bekleyen
İnce ışık tanecikleri
Sevecen gülümseyişle kucaklıyor buseyi
Çarpışmaya tanık kulakta bu kez
Sessizliğin yeni görüntüleri

- Nerede kaldım ben
Neredeyim
Ellerim ayakların nerde
Ya bedenim kafam
Nerde kaldı onlar
Düşüncelerimle miyim?
Ya da
Hiç olmadık bir…

Geçmişin sudan izleri
Damla damla
Bir ne
Bilmiyor ben

Suda izleri
Sessizliğin görüntüleri
Çığlık
Sen kal orada
Sonsuz ve daima…
İz ol…
Bir o kadar da su
Damla… damla…
Sessizliğe görüntü ol

Buzu eriyor ateşin
Soğuk ısıtıyor sıcağı
Damlalar buharlaşıp
Kucaklıyor döngüsünü rüzgârın

Rüzgârın döngüsüyle girdaba kapıldı
Fısıldaşıyor yeni görünmez zerrecikler

- Ya bizi tekrar yakalarsa
Ya onulmaz bir aşk gibi
Cesetler salarsa düşlerimize

Hey görünmeyen güzellik!
Hey alık arkadaşım benim
Buluşamazsak ya
Kaybolursak bir kez daha

Şüphesiz şüphe, en kötüsü yaşamın
Nazik bedenlere göre devinmiyor zaman
Sezgi yetmeliydi bilmek için
Yazgı gerekli kıldığından

Kuş, kanat çırpışından kaçabilir mi?

- Ne demek istiyorsun
Neden her şeyin bir bilmece
Nasıl kavurdun da dünyasını
Nereye savurdun ipil ipil
Nasıl bir uçurum bu çizdiğin
Göğe doğru
Benzersizliklerle
İlk oluşla
Tek oluşla

- Ya sonra
- Ne bileyim

Fısıldaşan esintiyle girdaba kapıldı
Sürükleniyor toz zerrecikler

O bildik eski şarkıyı… Şarkısını… Fısıldıyor yeni zamanların şarkısı yaptığından beri içinde uçsuz bucaksız bir kumsal gibi uğuldaşıp gemileri çaresizlikle tanıştıran sözüm söz deyip uyuttuğu bebeği bırakıp kaçan anne sütümsü bembeyaz sütyeninde sarımsı lekeyle aç biilaç

- Peki, ama nereye doğru
Kaçınacağız
Daha

Yedi devetüylü dikenler batmaya dursun oramıza buramıza
Yedi veren gülleridir bunlar diye kandırmacasına
Yedi gün ve yedi gece ve işte bugün Cuma
Yedi kez yuğ avucunu da
Yedi elhamla satırla
Ve bir zaman gelecek ki
Dediğim zamandasın ya işte bir kez daha

Yoksa…
O da mı değil

Seni bekliyorlar
Beni bekliyorlar
Bekliyorlar

Görüntüsüz dumansız ateş yanıyor
İzi küllerle kaplanıyor

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 25.10.2008 01:48:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


24 Mayıs 1998 // 22 Şubat 2002 // 23 Ekim 2008

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Habibe Merih Atalay
    Habibe Merih Atalay

    Sri Nisargadatta Maharaj: Ben var olan şeylerin ne potansiyel hâli, ne de tezahür etmiş haliyim. Benim ışığımda onlar güneş ışınında dans eden toz zerreleri gibi gelir ve gider. O ışık zerreleri aydınlatır, ama onlara bağlı değildir. Işığın onları yarattığı da söylenemez. Hatta onları bildiği bile söylenemez.
    Ben O'yum - syf.53
    Çev. Semra Ayanbaşı

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Habibe Merih Atalay