Yalnızlığın kıyısında,
ruhların istirahatgâhında,
sana dair izler arıyorum.
Burada sadece rüzgâr,
saçlarına benzeyen dalgalar
ve sessiz kayalıklar var.
Güneş bulutların ardında,
yeni günün hükmüne boyun eğmiyor.
Gökyüzü birazdan fısıldayacak;
ufuk, geceye açılan bir yarık gibi.
İçimdeki kasırga da
aynı kudretle kabarıyor.
Kaybolan anılar
bir deniz kabuğunda saklı;
kulağıma götürdüğümde
zamanın nabzını duyuyorum.
Gri ve puslu günler çoğalıyor.
Özlem, amforalarda yıllanıyor;
kavuşmalar, ağır bir şarap gibi
ruhumda eski bir tat bırakıyor.
Ey kaderimin karadan kara yazgısı…
Yok mu gecelerin
bitmeyen kuytusuna merhem?
Gündüzle gecenin seviştiği eşikte,
kızıl şafak, kılıç misali parlıyor.
Sonsuz günahlar, mizanda, kuş tüyünden hafif;
iyilikler, yüreğimi dolduran bir ağırlık.
Hiçlik, yüreğimi saran sessizlik.
Olgunlaşan hüzünler,
ballı üzümler misali, ağır ağır eziliyor,
dönüşeceği ânı bekliyor.
Tövbeler, yalancı elleriyle dokunuyor;
isyanım göklere yükseliyor,
tenha şehrin taş duvarlarından yankılanıyor.
Sokaklarda yabancılaşıyor yüzler;
yine kendimle baş başa kalıyorum.
Bu koca şehre sığmadı sevdam;
kaldırımların taşlarına damladı
son umut kırıntıları.
Yeni bir güne uyanırken,
kızılca kıyamet bir öfkenin
barınağına dönüyor içim.
Anlam siliniyor;
geçmişin izleri kendini yutuyor.
Suçlu ben, mahcup ben.
Kasvetle yarıyorum karanlıkları.
Umut, unutulmuşluğun içinden
yüce bir güneş olarak doğarken,
şükrederek başlıyorum güne.
Her gün bir sevinç,
her nefes bir dua;
her ışık yeniden filizlenmek toprağa…
Fırtınalara, gecelere ve yazgıya inat,
zamana meydan okuyarak
tüm görkemi ve ihtişamıyla
yaşayalım kadim ömrümüzü.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 23:13:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!