Çok yordu beni fırtına,
içimi aşındırdı dışımdaki dalgalar...
Kaç dalga kırdı kalbimi,
kaç yalnızlık hapsettim limanıma bilmedinki.
Sen hep saklandın içimde,
kör ebe oynayan bebeler gibi!
Neden?
Neden sakladınki kendini?
Şimdi ben
hangi zındana hapsederim kalbimi?
Hangi yolun sonunu çıkartırım sana?
Hangi fenerin gölgesinde bulurum yüzünü?
Ellerim'miydi aslında saklandığın fener?
Yüreğinde kilitli kalmış bir çocuk bile bilirdi,
benim sığındığım köhne cenneti.
Hiç görmedimki ben gözlerini,
hep uzaktan sevdim kalbindeki cenneti.
içim kıpır kıpırdı,
adını oluşturan harfleri kağıda düşüren kalemi tutarken...
Sen,
sen AŞKtın.
Bende seni cennet/im bellemiştim!
Şimdi
Ne sen Havva'sın
Ne de ben cennete yasaklı Adem.
Hangi aşk meyvesini vermediki
benim suçum muydu yani
senin verdiğin elmayı yemek?
Kayıt Tarihi : 11.5.2011 11:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!