Beynimin içindeki şimşekleri durdurabilene aşk olsun.
Fırtınanın içinde olmak yetmezmiş gibi birde bu eklendi başıma.
Karadenizde gemilerim battı. Ben üzülmeyeyim de kim üzülsün.
Umutlarım, sahipliklerim, her şeyim gömüldü karanlığa.
İçimde yaşattığım ufak çocuk büyüdü artık.
Özgürlüğüne kavuşturdum onu serbest bıraktım.
Gideceği yeri çok iyi biliyordu.
Bir kartal misali ufka doğru süzüldü.
Gözlerden kayboldu.
Çok sonraları duydum ki fırtınaya yakalanmış.
Bedeni derinlere batmış. Ruhuysa semaya karışmış.
Bana bir şey hatırlattı bu olay.
Tıpkı bunun gibi bir çocuk yaşardı uzak diyarlarda.
Cennet gibi bir vatanda.
Daha büyüyemeden düştüler yola. Israrla birazda zorla.
Sonlarını bilemediler asla.
Sadece bir cennetten başka bir cennete yolculuktu onların ki.
Günahları neydi de yaşayamadan öldüler.
Gözünü hırs bürümüş insanlar, onları unuttular.
O çocuklar saftılar, bilmezlerdi en ufak bir kötülüğü ve o nedenle bir cennetten,
Başka bir cennete göçtü onların serüveni.
Karadeniz’de gemilerim battı. Ben ağlamayayım da kimler ağlasın.
Ağlarsa bir tek anam ağlar o da benim gibi batan gemilere değil yiten yüreklere ağlar.
Yanan yürekler ki sayıları milyonlarcalar.
Tutulup kurtarılamadılar.
Fırtınalar esti üzerlerine, söndüler ama battılar.
Yani her halükarda zarardaydılar.
Yanan yürekler değildi bir tek. İçlerinde bana ait mücevherler insanlarım vardı.
Yanan yürekler herkesi, her şeyi, hepsini beraberinde yaktı.
Kimileri kurtarmak için canını dişine taktı.
Kimileriyse sadece acır gözlerle baktı.
Kayıt Tarihi : 22.4.2014 02:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!