Fırtına Şiiri - Ahmet Meydan

louis armstrong biraz sus ne olur,
tren daha yeni kalktı,
beni ona götürecek, onu bana getirecek
dakar'da bir mayıs sabahı
öğrenciler kavga ediyorlar stanbul'da
ne kavgalara girmedikmi bizde
bu eksik yaşanmış
belkide biraz yarım
ömrü hayatımızda.

armstrong biraz sus ne olur,
nil nehrinde değilim,
boğaz burası
daha dün gibi
zagrep'te bir mavi gözlü kadın,
gece uykularıma akan,
bıçak ışıltılarında izini gördüğüm,
stanbul'da sefillik, pespayelik
güneş o çağdaki gibi aydınlatmıyor sanki beni
bir bahar şarkısı dökülmüyor kulaklarıma,
yollarda fayton sesleri
bir mart ayazında o atların burunlarından çıkan buğu,
sevgilimin bedeninde bir telaş, heyecan,
gecikmiş bir çağımı yaşıyorum yoksa,
zaman başımdan aşağı dökülüyor.

ne olur sus dedim armstrong,
parisien bir kadın yürüyor pera'da
mavi bir elbise üzerinde,
bakışları üzerime geliyor,
sanki peşinden kendimi yakacağım,
cite de pera'da gramafon cızırtısı,
bir akşam ayazı galata'da
madam burneo yine kızıyor kedisine,
damlarda ucuz kadınlar,
sırtımda onun tırnaklarının izi
ki bir önceki sevişmemizden kalan,
bir madalya gibi taşıdığım,
ondan sonra hiçbir kadınla sevişemediğim,
bulvar kahvesi kalabalığına karışıyorum.

bu gecedede kendimi vuracağım,
aysel beni soracak
celal arkamdan atacak,
rakı içecek havamda değilim,
başımda onun sarhoşluğu,
parisien kadının gözlerine bile bakamıyorum,
sanki dünyanın bütün yağmurları üzerime yağıyor,
oysa ne kadarda mesuttum,
şimdi neden böyle bir yalnızlık,
bu yalnızlıkki
bin yılanla dolu bir kuyu gibi,
her yerimden sokuyor beni,
gözlerinde denizfenerleri,
onlarda onunla gitti,
batan gemilerim ondandır herhal,
sırtımda tırnak izleri,
mısır apartımanı'nda roman kadınları,
arka sokaklarda fahişeler,
celal kimbilir hangisinin koynunda,
anadolu'da pırpır bahar telaşları,
kuvayı milliye izi içimde,
paşanın arkasındaki resim cebimde,
saati, tokmağı
gömleği,
celal kimbilir hangi kadınla,
sarışınmı, kızılmı kimbilir,
slovak soğukları gibi bir bakış gözümde,
sırtımda onun tırnak izleri,
hiçbir kavgada böyle bir bıçaklanma görmemiştim ben,
hiç bir top atışı beni onun gözleri kadar korkutmamıştı,
stanbul'da yaz hazırlığı,
insanlarda kaçma telaşı
kimbilir o şimdi nerede.

içimde fırtınalı havalar,
dağlarda açan çiçekler,
yalnızlıktan donan bir adam,
ki yalnızlığa o neyler.