Fırıncının Makası Şiiri - Halil Gökhan

Halil Gökhan
3

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Fırıncının Makası

Gülerken dudakları çatlıyor.
Soğuk hava gibi gülüyor da ondan.
Kapılar açılmamış ama geçmişti o.
Zildeki isimden girdi içeri.
İsim onu tanıdı.
Zile dokunan parmağından...
Başka yöne bakıyordu dikiz camı.
Kaçıncı kata çıktığını bilmiyor,
çünkü kum üstünde yürür gibi inanıyor verilen adrese.
Bir şey taşıyor. Ne taşıdığını bilmemenin
hafifliğiyle dolu bu şeyin oluşturduğu hacimde bir suç barınıyor.
Bu suçun ortaklığı mutlak yalnızlık.

Deniz de yardım etti. Deniz ne açabilirse önüne...
Kum talaşı, balıkların gölgesi, sandalların kalbi,
iskele ve kanıtlanmış fakirlik.
Denizin belgesi, her sabah ufka doğru yuvarlanan cisimlerin silueti.
Avlanan adamlar. Yoketme isteği, yoketme içgüdüsünden önce öldü...
Saldırın, diyemiyor çünkü gülerken dudakları çatlıyor.
Yokederken gülmek ne acı...
Surat asabilseydi soğuk havada elbette daha becerikli sayardı kendini...
Yapabildiği sadece bir makasa iki parmağını geçirmek
ve suyu kesmenin soğuk mimarisi...

Üst kattan fırına inerken dudakları çatlıyor.
Onu kimse görmedi, çünkü bir kumda yürür gibi
inandı ekmeksizliğe. Açlar yalancıdır.
Bütün müşteriler ya toktur ya yarı doymuştur ya da göz oburudur.
Bütün fırıncılar misafir, müşteriler makasın gerçek sahipleri...

Su akıyor bir pencereden, kumlar odanın içinde, gülmek önemli bir suç.

Halil Gökhan
Kayıt Tarihi : 19.8.2002 03:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Halil Gökhan