.........Hz. Asiye
O, Kuran-ı Kerim'de adı övgüyle geçen
Hazreti Asiye’dir namlı kadından biri
Firavunun karısı amma hak yolu seçen
Nil kraliçesiydi gamlı kadından biri
Ün salmıştı Asiye dürüstlüğün timsali
Tertemiz ahlak onda bulunur mu emsali
....Mısır Firavunu bir rüya görmüştü
...............Orada bir kahin
..............Yorumladı rüyayı
...............İsrail oğullarının
.......... İçinde yetişen çocuğun,
. Mülkü elinden alacağını söylemişti.
...............ve bunun üzerine
.......Bu Firavun İsrail oğullarının
Doğacak olan tüm erkek çocuklarının
............Öldürülmesini istemişti.
Firavunda yoktu ki bir zerresi ahlakın
Temiz duygularını sömürüyordu halkın
İlahlık iddiası Kâfire yetmiyordu
İlahların ilahı en yüceyim diyordu
İsrail oğulları işkenceyle yaşıyor
Melunun başı Kâfir sınırları aşıyor
Zulmediyor onlara zehrini kusuyordu
Yüklü karınlar deşip bebeler kesiyordu
Halk uyku uyuyamaz çıkışı yok kör kuyu
Yürekte duyarlardı çaresice korkuyu
İsterse hep öldürsün dünya çocuklarını
Musa’ya açtıracak Mevla kucaklarını
Olması gerekeni bildirmişti Yaradan
Sandık ile saldılar Nil nehrine karadan
Sarmaladı Nil nehri yüreğinde beledi
Saraya götürecek usul usul buradan
Görmüşlerdi sandığı aldılar Nil nehrinden
Kucakladı Asiye ağlıyordu kahrından
Cellat gördü bebeği korku düştü özüne
Bir hamle yaptı ona öldürecek zehrinden
Firavun'un karısı dedi ki:
‘Benim için de senin için de bir göz aydınlığıdır
Onu öldürmeyin;
Umulur ki bize yararı dokunur,
Yahut onu evlât ediniriz…’
İmran çok hüzünlendi ana yüreğiydi bu
Hem de ilk ayrılmıştı merak etti yavruyu
Çıldıracak gibiydi hasret büktü belini
Açığa çıkacaktı özlemişti gülünü
Yüce Mevlam yetişti acısını durdurdu
Musa’nın kardeşine hem izini sürdürdü
Ertesi gün bebeğe sütanne arıyorlar
Çocuk kimseyi emmez anlam veremiyorlar
Neylerse güzel eyler kilit vurmuş Yaradan
Her şeye kadirsin sen Alemleri var eden
Musa’nın kız kardeşi sokulmuştu saraya
Dedi iyi bir anne getireyim buraya
Öz anneye verildi eğitimi ve bakım
Elbette ki her şeye yüce Yaradan hâkim
Peygamberlik verildi can hazreti Musa’ya
Tüm sihirbazlar yenik elindeki asaya
Güneş misali parlak o Musa’nın elleri
Kimseyi incitmezdi o mübarek dilleri
Tanıdı Yaradan’ı yürekten teslim O’na
İlk iman edenlerden oldu Asiye ana
Gizlemişti kalbinde yıllarca imanını
İbadetle geçirdi her daim zamanını
Sırrı açığa çıktı böyle devam etmedi
Bu zalim Firavunun işkencesi bitmedi
Asiye inanıyor Musa peygamberine
Doyamıyordu hakkın o miski amberine
Önce zaman tanıdı kaplamış idi zillet
‘Ya Allah’ı seç,’ dedi ‘ya da beni kabul et’
Durur mu Asiye gül hemen Allah’ı seçti
Cennet havuzlarında Hakk’ın şarabı içti
Nazlı yârini kâfir ellerinden çiviler
Zulüm gördükçe o gül ALLAH diye iniler
Korkmadı o kâfir den titremedi ki bir an
Zalim zulüm ettikçe güçleniyordu iman
‘Ben Allahım’ diyordu ‘inanacaksın bana’
Kudurmuştu firavun işkence verdi cana
Gülünü acımadan çarmıhlara bağladı
Güneşlerde kavurdu yüreğini dağladı
Üzerine kayalar bırakacağı anda
Durmadı ki Asiye içten içe çağladı
.'Ey Rabbim! .
..Bana kendi katında
…….Cennet içinde bir ev yap,
.. Beni Firavun'dan ve
...Onun (kötü) işlerinden kurtar.
...Ve beni şu zalim toplumdan
...............Kurtar,’ diye haykırdı
Hayâ ederdi güneş Asiye’yi yakmaya
O çoktan başlamıştı köşklerine çıkmaya
Durur muydu melekler emir almışlar haktan
Gölge ettiler elbet kanat açtılar çoktan
Hazreti Asiye'nin duası kabul oldu
Makamı gösterildi yanında hazır buldu
Duymadı hiç bir acı ruhu alınmış zaten
Kayalar düştü anda hissetmez cansız beden
Şehadet şerbeti içti
Cennet kapısını açtı
Seyrederek makamını
Göçtü bu dünyadan göçtü
Firavunun kurduğu
Tuzakları bozuldu
İşte mübarek kadın
Tarihlere yazıldı
Böylece örnek oldu
Tüm Mü'min kadınlara
ALLAH'ım yardım eyle
Sana inananlara
Fatma Kalkan
Fatma KalkanKayıt Tarihi : 9.8.2010 21:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gönül bahçeme, hoş geldiniz, sefalar getirdiniz, dostlarım....
TÜM YORUMLAR (40)