Sebepsiz bir zenginlikmiş benimkisi
Çoktan söküp attığın kalbinde umut aramak
Gelmeyecek yeşili beklemek gibi...
İki sokak arkada buluşmak, ertesi ayrılmak
Ve birdaha buluşamamak
Hep Eylül'e demişlerdi kara
Onüç Ekim'de dedin elveda
Oysa ölünce gelecektik tekrar bir umutla
Bir kuş olarak dünyaya
Sen umudumu öldürdün
Ankara'da bakır olsaydım
İşlenmemiş bir güğüm
Ulus'ta bir dükkanda
Köhnemiş eski bir dükkanda
Pirinç Han'ın yanıbaşında dursaydım
Bir değersiz antika
Bilmiyordum gecenin karanlığının böyle acı olduğunu
Rüzgârlarınınsa bu kadar sert
Önceden hiç böyle görünmemişti bu ay bu yıldız
Çiseleyen yağmur ise
Söylemek istediklerim kadar mert
Ben bu şiiri ancak yolda yazarım
Yengeçler hep Ekim'de ölürmüş ve
O masada üç kız oturmuş
Sen sağlam bir gülüşte bulurken aşkı
Beni yalan mevsiminde yitik inançların öldürmüş
Sen
bunca yaşadıklarından sonra
bırakmışsın kendini
o
Huzur dolu
Sakin
Umutlarıma verdim uzun bir mola
Eğer son şiirimse yazıyorum toprağa
Gelmedin okumaya
Oysa ben gelmiştim
Her akşam olduğu gibi bu durağa
Hep Eylül'e demişlerdi kara
Onüç Ekim'de dedin elveda
Oysa ölünce gelecektik tekrar bir umutla
Bir kuş olarak dünyaya
Sen umudumu öldürdün
Çünkü Öldürmek için benzetmişsin beni
Kızıl bir kuşak çekildiğinde hayata
Hani on metreye yükselirmiş ya Amazonlar baharda
İşte o sevgi dolu coşkun duygularla
Yalnızım
Sevgimi sahiplenip duyguları bıraktın bana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!