İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir sis kaplıyor ortalığı
Yavaş yavaş ortalık kararıyor
Şehrin arka sokaklarında;
Uzakta, çok uzakta,
Mafyaların cinayet plânları;
Sonsuz boşluklarına dalıp da
Uçsuz bucaksız hayaller kuruyorum
Yalınayak gök kubbende gezinip
Esrarengiz efsanelerinle avunuyorum…
Karanlıktayım
Aydınlığın içinde,
Aydınlıkta değilim
Sensiz bu gecede,
Dönmesen de
Beni bıraktığın bu yerde
yalnızlık,
Karanlıkta kaybolup
Yabancı bir şehirde
Sokakları arşınlamaktır
Cami avlusunda
Bu sokaklar da benim
Bu sokaklardaki yalnız adam da
Resimlerdeki şu anlamsız bakışlar
Bülbül gibi güller için şakıyan da…
Tın gelir artık bana, tın
sınırları bir bir kaldır,
hayaller gerçek olsun.
al beni, al götür Anka kuşum,
bilmediğim, görmediğim diyarlara.
götür çocukluğuma,
bindir bayramlarda o kurulan salıncaklara,
Dokunuyorum,
Dokunuyorum bomboş Hayallerime…
Çiziyorum,
Çiziyorum ümitlerimi gökyüzüne…
Seni görüyorum
Seni görüyorum ama
Ağızlarda kepenk, beyinlerde kilit
Bir kor ateştir yakar yürekleri fikir
Ruhen özgürlük bedenen esaret
Konuşmayı unutmak düşünmeyi bilmek
Tozlu raflarda saklı, isimsiz bir kitaptır fikir
Kardan bir adam yapsam,
Yürür mü?
Kim boyattı gökyüzünü maviye
Ağaçları yeşile? ...
Kediler neden havlamaz,
Kuşlar neden konuşmaz?
Benim kapım kilitli
tutmayın tokmağımı
menteşemin gıcırtısı
gelir tarih içinden…
sormayın kimler geçti
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!