Gerim gerim akarsın utanmaz mı hiç yüzün,
Bağlamışlar yolunu vurmuşlar sana perçin,
Yıkılmış harap olmuş şehirden geçiyorsun,
Bir yan bulanık akar, bir yanın neden durgun,
Ölenlere inat eder gibi coşkunsun nağmelerde,
Kimler senin yanında, kimler şimdi göklerde,
Böyle vefasız bilmezdim seni böyle neşelisin,
Fırat coşkunsun yine umurunda mı depremin,
Bir ucundan bir ucuna yıkılmış harabeler,
Yıkılmış mağazalar, yıkılmış evler... kaleler,
Ben utandım bir insan olarak ölenlerden,
Fırat senin içinde yok mu utanan emareler.
Varsın olsun bu günler geçer elbet unutulur...
Kurulur göğsüne cenneti Firdevs'ten ala şehirler,
Unutulur vefasızlığın terk ettiklerin gelir aklına,
Fırat her zor gün gibi bugünlerde gelir geçer,
Sen Malatya'yı gördün mü Şubatta neler söyledi,
Maraş'ın, Adıyaman'ın ağıtı senide üzmedi mi?
Senden sulanan o Cennet bahçeler ne yapar,
Fırat sen söyle bana nasıl kapanır o yaralar.
Özdemir sana nasıl şehir emanet etsin söyle,
Malatya'dan Hatay'a kadar nedir felaket öyle,
Göz yaşını sende akıt içinde ne geçmişler var,
Fırat gülmez dediler depreme her gün ağlar.
26.05.2023
Kayıt Tarihi : 26.5.2023 11:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!