Fırat’ı Ağlatan Ceset

Zalimin aslanı ceylan yiyor aşkın sahilinde
Kardeşini vuruyor bu domuz ne işi var Fırat’ımda
Bu dağ bin yıllık kardeşliğin, bu leş kargalar kimin kardeşim
Seninle kardeşçe sürek avına çıktığımız her yer mayın
Bu kara’koldan sarma beni kardeşlik
Al götür bu yanılgıyı çıkarların sülünlerine sun
Bu ağlayan anne kimin?
Bu vatanı ıslatan damlaların okyanusu kimin?

Sen kimsin kimliğini çıkarcıların közünde unutan kardeş
Maşalığını kullanan hangi paşalığın aşağılığısın
Aşağıdakilerden hangisi senin cümlende aşka cinayet
Sahi sever misin kardeş !
-Allah için sever misin?
-Vatan için sever misin?
-Kardeşlik için de sever misin?
Sahi k’ardeş seni kim h’ayvana ç’evirdi !

yontma taş bağırların çağrılarında taşa kesilmiş vaatler
çarpılmış çarpık ilişkilerin ağında çıkarlar
el’ler cepte, cep kimin, el kimin belirsizliğe kifayet
hiçbir vicdanın imgesine uymayan gizil amaç ziynet
kan ağzıyla kitapsızlığı okutan gizillik cinnet
süt dişleri çıkmamış bebekler babasız vatana emanet

kardeşlik pusuya düşürülmüş ,hainlik refik
uluslar arası, ulus arası, aralar arasında şirkin sirki
kim bu yerli ayı,kimin sahnesinde ölümü oynuyor
cengaverliğin tarihi, talihi kokar bağrımızdan
Rabbim görüyor, Resulüm görüyor,ben görüyorum
damarımıza kadar kardeşlik, birlik, ilericilik akıyor
Bizi paftalarında kazanç edemez lainler
Atlasımızın her renginde sonsuz nurlar akar
Sevgi haritamızın her zerresinde sınırsız güller açar
Koklar dururuz, sever dururuz, ölüp diriliriz dirliğimiz için
Seni de ıslah eder Rahman

Seni de bin yıldır sevdik yeniden severiz kardeş
Yeter ki sen çıkar sülünlerinin kan emiciliğini bırak
Yeter ki giydiğin ayı postuyla aşk sahnemizi kirletme
Yeter ki kan ağzıyla yazdığın kaderde anaları ağlatma
Seni de bin yıldır sevdik yeniden severiz kardeş !