1897 yılında Gümüşhane/Şiranda doğdum. 1990 yılından itibaren İstanbul'da ikamet etmekteyim. İlk ve orta öğrenimimi İstanbul'da Lisans Eğitimi Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi ve ardından Anadolu Üniversitesi Tarih Lisans bölümünde tamamladım. Halen bir kamu kurumunda kamu personeli olarak çalışmaktayım.
İnsan...Âh İnsan!...Kaç savaş gördün,kaç felâket, kaç ölüm...
Kaç bâdire, kaç ihanet, kaç işkence,kaç zulüm...
Tamahkârlıkla,ihanetle,kibirle yoğururken cihanı;
Kime yükleyecek beşeriyet onca zalimin günahını..
Ağu olur günlerimiz
Karardıkça dünlerimiz
Yağı olur gözlerimiz
Dalar imdi İstikbâle.
Nokta konmuş bir hecenin
Hokkayı dolduruyoruz divitimiz yazmaz
Hokkasını doldurmayanı aklımız almaz
Rahlede kara mürekkep, bahtım kara tâlih
Derdi Aşk-ı kelâm olan elbet yolda kalmaz...
Bak çocuğum bu inkırâzıdır kamunun,
Hayvana hayvanca davranmaktan bile aciz bir toplumun,
Ne insanlığı kalır ne hayvanlığı!
Hayvanlık mı? Evet! Beşeriyetten daha yüce daha pâk,
Bir masum yavrunun bacaklarına kıyarak,
Ne anladın bu mezalimden ne kâr ettin p.ç kurusu,
Simit yarım, çay yarım, hayat yarım...
Bir mâvi ummândır benim diyârım...
Vakt-i zamanında bir dalkavuk
Boğazı kurudu bağırmaktan
Kavuğu sarıksız cahil lavuk
Geberip gidecek anırmaktan
Anır merkep gibi lâkin bil ki;
Kâinat denen bu uçsuz alemde
Ebedî surette yer bulamazsın
Dermanın senin kırık bir kalemde
Divitsiz uçsuz ebed kalamazsın
Kasım'da ağaçlar sararmış yapraklarını
Tepeden döktüğün de anlardık;
Zemherinin uzun ve sert olacağını...
Ne ki yine bir Kasım gününde doğmuşum
Yirmi üçünde tepemden düşen aklar,
İstikbâlde gösterdi zîra ne olacağını!
Bir kuşun kanadında
Seyreylesem alemi
Aleme gark olmadan
Eyle üç beş kelamı
Bu kelamın nurunda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!