Fırat Bahşi Şiirleri - Şair Fırat Bahşi

Bu tuzsuz deyipte
Eline aldığın tuzluk gibiyim
Belki tat vereceğim hayatına biliyorum
Ama tıkanmışım sana dökülemiyorum...

Yağmurun yüzüne vurduğu pencere gibiyim

Yanakların pembeleşinceye kadar avuçlarımda dursun,
Bir tatlı kaşığı ömrüne kat beni,
Bayatlamış geçmişini bir kenara at,
Bir çay bardağı gülüşümü acılarınla karıştır,
Sonra
Bir su bardağı sıcak sevgi koy,hayat kıvamına gelsin,

öyle günler gelecek,
içkiye dokunmadığım,cıgarayı sarmadığım
fena arkadaşlara takılmadan,
akşam ezanından önce eve döndüğüm,
siyasete bulaşmadan kafam rahat,
elimde anama aldığım çekirdek, leblebiyle

öksürük gibi olacak seviyorum demek
ellerinle kapatsanda
cıkı verecek ağzından,
hapşırma gibi olacak içinden geçenler
aniden söyleyi vereceksin
ne düşündüğünü yüzüne,

Eriklerini gösterme bana
Erik ağacı,
Penceremde bahar şarkıları söylemeyin
Bu yaz serçeler
Aklımı çelmeyin,kanıma girmeyin bu yaz
Papatya gibi açılıp saçılma güneş

Ne ağacın haberi var tabut olacağından
Ne de insanın haberi var tabuda konulacağından,
Derya bilmiyor dünyada olduğunu
Dünyada bilmiyor üzerinde derya olduğunu

Fırat nehride bilmez ki adının fırat olduğunu,

Sanmayın ki ben ağlamam
Yüzüm güler ama
İçimde okyanuslar var size anlatamam
Gözlerimin ışıltısına aldırmayın siz
Göz bebeklerimde sakladığım nice karanlıklar var,
Ellerimin sıcaklığına bakmayın siz

neyi atsam
hep ıskalarım,
her yağmurda sırılsıklam,
hep ben ıslanırım,

çok içmekten mi bilmem

Küç kız sen büyüdüğün de
Büyük bir kız değil;
Güzel bir kız olacaksın,
Mavi gözlerinle,mavi denizlere bakacaksın,
Masmavi bir güzellikte olacak,
Başının üstün de gökyüzü,

Sokaklar bomboş
Ne caddelerde araba var
Ne cimlerde sarhoş
Gökyüzüde bomboş
Ne ay var ne bir yıldız
Yürüyorum yürüyorum yalnız