Kuşların göçüp gittiği bir sonbahar günüydü,
vakit ikindiden az biraz ileri,
çarşafını sermeye çalışırken akşamın elleri
Fırat ‘la karşılaştım.
Tıpkı sana benziyordu;
yaklaşırken hırçındı, giderken durgun,
suları sarı sarı pullar içindeydi,
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.