Hangi iklimlerin baharından kopup düştü yüreğime
Üç cemrede, üç ölüm yüklü infaz,
Kardelen silahımı kuşanamadım,
Alnımın ortasına yığıldı yağız atlar,
Bilmediğim kelimeler döküldü gecenin koynundan,
Sapan taşımda sevgi fırlatmadım
Güller derip çıkmadım gülistandan
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bekçi.! ! !
Bir gün garip köye geldi birisi
''Muhtar ben, aza ben, bekçi ben'' dedi
Yavruları yedi sansar çerisi
''Kanun ben, ceza ben, bekçi ben'' dedi
Dedi ki: ''Size ne vatanı sevmek
Size mi kalmıştı Fatih'i övmek?
Ne demek be, milli devlet, ne demek!
Şehir ben, kaza ben, bekçi ben'' dedi
''Var mı, daha var mı, bir şey diyecek?
Söyleyin, kaldı mı baş eğmeyecek?
Yavruların eti varken yiyecek
Başlarım tuza ben, bekçi ben'' dedi.
''Evinizi, barkınızı yakarım
Sizi tutar hücrelere tıkarım
Sanmayın ki yaşınıza bakarım
Beklemem yaza ben, bekçi ben'' dedi
''Muradı gözünde olanlar varmış
Açmadan, zamansız solanlar varmış
Aldırmam, muratsız kalanlar varmış
Geline, kıza ben, bekçi ben'' dedi
Bir taraf çakırkeyf bir taraf ah ah
Bir yanda toy düğün bir yanda eyvah
''Devleti seveni öldürün mubah
Aldırmam naza ben, bekçi ben'' dedi.
Zülfikar Yapar Kaleli
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta