Firari Sevdam Şiiri - Selahattin Yetgin

Selahattin Yetgin
1613

ŞİİR


33

TAKİPÇİ

Firari Sevdam

'Güneşinin buzul sarkıtlarında
Gülüşlerin ve gözlerin dondu,
Yel olup geçtin ülkemden sen de
Firariydi sevdan, oda tutuklandı..'

Gözlerimin bütün ışıklarını sana çevirip, nice yüreklerden çaldığım ateşi sundum yüreğine. Sevmenin sıfır noktalarında, kuralların daha önceden belirlendiği sevda nöbetlerinde, tapınaklarının en gizlisine girip, en can alıcısını seçtim. Güneşine yüzümü dönüp, kuzey parelelindeki uçurumlara yürüdüm. Rengini anlayamadığım yalnızlıklarımda sevgisizliği, tadını bilmediğim sevdalarda hüsranı, tükenmiş hasretlerde acıyı tattım.
Seni anlatan bütün imgelerimi kuşların kanatlarına yükleyip yolladım ülkene. Gözlerinin en mavisine sevinçlerimi, yüreğinin yemyeşil tarlalarına umutlarımı gönderdim. Suskunluğumun tütsülü yükseltisinde güneşi kıskandırırken inatçı ateşimle, yüreğinin yemyeşil tarlalarındaki yapraklarımdan döküldü çiyler, karıştılar gecenin gözyaşlarına.
Ateşini çalmak istedim yüreğinden. Seni sevdikçe dünyayı defalarca katladım. Seni sevdikçe yağmurları durmadı ülkemin. Köpükten kuleler yaptım dalgalarından korkarak, sevgi balonlarımı gökyüzüne saldım, kağıttan gemilerle ülkene yol aldım.
Oysa, yıllardır acılar serpilmiş yüreğimin topraklarına. Ne denizin yüreği, ne gözlerinin ateşi dindirememiş sızımı. Ünlemlerle geçen şu ömrüm kıvrılarak soru işaretlerine dönüşmüş. Çözemediğim bütün denklemlerden problemler üretirken, sevgiden, aşk'tan ve mutluluktan sözetmek, kapalı kapılar ardındaki sürgüleri açmayı denemek çok zormuş.
Bütün yanılgılarımın sınırsızlığında sana uzanan taşlı patikalarda boşuna yürümüşüm. Boşuna sana bilinmeyen sıfatlar türetmişim. Karlar yağan yurdunda boşuna güneşi aramışım, boşuna ıslanmışım aşkı bilmeyen yüreğinde.
Dilimdeki ağulara kafa yorma boşuna. Kendimle uzlaştığım anlarda, kendimi senden ayrı koyduğum zamanlarda, çığlık çığlık gecelerde seni kaybetmenin yankısıdır bunlar. Yüreğinin o uçarı maviliğinde, gözlerinin yemyeşil ormanlarında yokum artık. Sensiz yaşamanın zamanı şimdi. Üzerime yağan aldanış sağanağında yitirdim bütün sevinçlerimi. Bir taş gibi suskun, bir kaya gibi sert, bir çocuk gibi masum olabilirsin.
Gönlümün çözülmedik sırları da var gizemin kızı. Benim yaşamım her zaman tufanı çağırmaya hazırdır gözlerime. Ben tapınaklarından kovulmuş, ben yüreğinde ayine duramamış, tanrılarınla ters düşmüş, güneşine hiç ulaşamamış, yanılmış, senden biçare aşk dilenmiş biriyim. Bu gerçeklerin sonsuz yokuşlarına tırmanamamış biriyim.
Firari bir sevdanın bakir kavgalarında birlikte olduk seninle. Bir zaman sular yürüdü toprağımıza yeşillendik, bir zaman gizlice dolaştık yeşil bahçelerde. Sedef gülüşlerimizi değiş tokuş ederek yaşadık bir zaman. Göklere yükselen bir şarkıda içlendik, mesajlar getiren kuşları elimizle besledik. Sel gibi aktık, durulduk, millerimiz kaldı geriye.
Anlayacağın güzelim, nice güzel günler tükettik seninle. Sustuk, konuştuk, güldük, ağladık ve bir öykünün sayfalarında bulduk kendimizi. Birbirimize yaklaştıkça uzaklaştık, dağıldık, harmanlandık, korkularımıza kilitler vurduk. Bir seraba doğru koştukça yanıldık ve bu serüveni asla tamamlayamadık.

Selahattin Yetgin
Kayıt Tarihi : 11.8.2005 09:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Nil Kursun
    Nil Kursun

    Kim soylemis'ise dogru soylemis !
    Her sair geceleri yalnizdir... Ve her yalnizlik bir siir dir saire gore.
    Hic kimse bir sair kadar ac degildir denize ...
    Her sailde bir anisi vardir , hic gitmemis olsa da ...

    (Bu sozleri bir yerden okumustun bana ayit degildir )

    Yureginize saglik, harika bir yazi ...

    Tebrikler ...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Selahattin Yetgin