Firarda Ki Gönlüm

Resmin geçti elime bu gün sarılmışız seninle
Issız bucaksız bozkırlarda uykusuz kaldıgın anlar;
Korkular bir yandan gecenin zifiri karanlıgında,
Firarda benliğin ve de bedenin..
Gökyüzüne bakarken karanlıkta parlayan yıldızları sayarken,
Bulurdum bazen seni.
Ne ye nereye daldın dediğimde..
Acaba hayallerimiz gerçek olucakmı,
Ülkemin her yerinde insanlar eşit fakiri olmayan ;
Bütün evlerde zafer ışıkları yanarken devrim türkülerini,
Dinlemek olucakmı derdin..
Bunlar olursa işkence altında yada kör bir kurşunla
Topraga verdiğimiz yoldaşların zaferi olucak.
Gece soğuk serin esen rüzgarın esintisi yüzümüzü yalayarak geçerdi.
Üşüdünmü dedin bana,yok dememe ragmen,
Sen kendini üşütmeyi göze alarak parkanı verdin sırtıma.
Sırtımızı vermiştik daglara.
Bir hasret türküsü fısıldadı dudaklarından.
İki damla yaş indi yanaklarım;
Nasırlaşmış ellerinle sildin yanaklarımdaki yaşı;
Birde baktım ki oda ne seninde yaşların akmış gözlerinden.
Özledim dedin anamı,babamı kardeşlerimi,yoldaşlarımı.
Sarıldık,buram buram hasret kokarak.
Dalmışken bu hayallere;
Birden uzaklardan köpek havlamaları bagırşmalar duyuldu.
Korkuyla sıgındık inimize,uyumuşuz ikimizde.
Serinleyince üşümüşüm uyandıgımda sen yoktun yanımda.
Dışarı çıkıp baktıgımda uçsuz bucaksız bozkır bembeyaz olmuş,
Belliki gece kar yagmış her taraf beyaz kefene bürünmüş gibi.
Gözlerim her yerde aradı seni,yoktun.
Günler sonra yoldaşlardan aldım haberini;
Mülteci olmuştun,
Günlerce özlemini çekerek dolaştım avare gibi.
Firardaki gönlüm seninle beraber meçhullere yelken açtı