Bir var mış,
bir yokmuş...
sonunda yokuş...
Düşünür bunun üzerinde
o büyük akıl;
Hani varım bugün?
Yarınım da yakın
Ama çokta uzak...
Bugünü yaşamam lazım
Yarınlardan pek anlamam...
Göremem belki Şamları,
Bağdatları,
İskenderiyeyi,
Kahireyi...
Belki göremem Rodosun heykelini
Görünür gibi ama sanki
Atina meclislerinden
Gerçi dumanlar sarmış bir altın çağını
Gözlerim körelmiş insanların çirkinliklerinden
Belki de gözlerim zaten bir yalan?
Bakmam!
Düşünürüm!
Yoktur burada laboratuvar
Ne gerek:
görmeye,
İşitmeye,
Dokunmaya?
Fikirlerim zaten hakikatı düşlüyor
Bildiğim gerçekler nasıl olamaz?
Gözlerim yok desede
Dili de yokki zaten doğru konuşsalar
Göremezler kalbimin gördüklerini
İzledikleri sadece bir kargaşa
Zalimlerin bir kara isyanı yaratılışa;
"Adalet istiyorum!
Dedim
Bizden bir şey vermeyiz!
Dediler
Ben tanımam sizin doğrularınızı!
Dedim
Bunun üstüne,
Sen bir yalancısın!
Dediler
Ben hayaletlere inanmıyorum,
Hayali bile yaratan Tanrıya inanırım!
Dedim..
Sen inancımıza küfür ediyorsun!
Dediler
Ben nefsi nerde görsem öldürürüm!
Dedim,
Onlar beni öldürdü...
Ya zehir içeceksin,
Ya da al sana sürgün,
Bizim gibi olmamaktan vazgeçeceksin!
Dediler"
Sokrat zehir içti,
İnancından vazgeçmemek için
Atina kahramanları hep başında biriktiler
Ölüm feryatları
Aralarında tek gülümseyen
Kaderin ironisi sanki
Sokratın ta kendisi...
Çünkü o yaşamın bir müjdecisi
Gülüyordu,
Çünkü çilenin ardından
sonsuz mutluluk bekliyordu
Kötüler ölür
cehennem zincirlerine bağlanır
Iyiler göklere taşınır
Burak atların üzerlerinde
Adalet için,
Iyilik için,
Ve en önemlisi inancı için...
Fikirlerin asıl sahibini tanıyıp,
Bu Rabbimdir dediği için:
Ölüsünü Atinaya bırakıp
Asıl yurduna dönmüştür, kalkıp...
İşte bu sana müjde,
Mümin olan ölümlú insan!
Ölümden sonra,
Ebedi bir yaşam...
Kayıt Tarihi : 5.11.2019 08:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!