Doğru amcam,
Adı gibi doğru biri
Çalıştığı yer,
Devlet üretme çiftliğiydi
Evinden işine,
İşinden evine gider gelir
Mütevazi,
Halim, selim ve düşünceliydi
Ara sıra bizimle sohbet eder,
Dertleşir,
Konuşmalarında öğütler verirdi.
Dışarıdan baktığımda mutlu gibiydi.
Öğütlerini yaşantısı ile bize gösterir,
Fikirleri derya deniz gibiydi.
Her ne kadar,
Mutlu görünmeye çalışsa da
Doğru amcam,
Aslında mutlu değildi.
Zenginliği arzulamaz
Kanaatkâr olmayı isterdi
Karısı da buna tahammül edemez
Armuda saplı, üzüme çöplü derdi
Har vurup harman savurur,
Çok müsrifti.
Bir araya geldiğimiz,
Aile toplantılarında
Doğru amcam,
Bir şeyler söyleyecek olsa
Karısı önüne geçer,
Sözünü keserdi
Aklıma gelirdi;
Atın önüne itin geçmesi,
Kaşlarını yine çatmış,
Dişlerini sıkmış,...
Doğru amcam,
Sabır abidesiydi.
Geçim olsun diye
Susar, başını önüne eğerdi.
O haliyle de bir şeyler öğretirdi.
Günler geçtikçe duymadığım sözleri,
Mantığıyla yoğurup bizlere söyler,
Hayatın adeta sırlarını çözerdi
Hayret ve merakla dinlerdik
Kendisinden çok şeyler öğrenirdik.
Sonunda mutsuzluğunu 'çözmüştüm '
Evdeki huysuz karısı
Sokratesi haklı çıkarmıştı.
Benim biricik Doğru amcam
Bir filozoftu artık!
'Kesinlikle evlen: karın iyiyse mutlu,
kötüyse filozof olursun'
Kayıt Tarihi : 28.2.2007 01:32:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)