FİLM KOPTU HELGA’DA.. OLANCA AKLI GİTTİ..
Karakoldan çıkar çıkmaz; blucininin düğmelerini çözdü
ve sıyırıp olduğu yere oturup çişini kakasını yapmaya başladı,
onunla aynı anda ailenin tüm kadınları etrafında çember oluşturup
onu kapatmaya çalıştılar..
Kadınlar:
- amannnnn… Allah belanı versin… deli eşek vs gibi
ufak ufak küfürler fısıldıyorlardı..
Bu tırlatma noktasına nasıl gelmişti ne bilen,
ne soran, ne halinden nede dilinden anlayan vardı…! !
Helga tırlatmışmıydı yoksa tırlatmışı oynuyor muydu
kendi bile bunun farkında değildi..
Tuvalet sorunu hallolduğunda onu eve götürmeden,
hiçbir şey demeden apar topar havalimanına götürdüler
uçuş işlemleri bilet vs oracıkta halledip Almanya’ya gitmek üzere
uçağa bindirdiler.. Helga bok kokuyordu ama kurtulmuştu….
………
Her şey Almanya’da tanıştığı ve dibine kadar sorgusuz sualsiz delicesine aşık olduğu
Türk sevgilisinden sonra başlamıştı..
Helga; dini bütün, oldukça saygılı, ahlaklı bir kadındı…
Ama bu aşk onun bütün değerlerini alt-üst etmesine sebep olmuştu..
Kısa süreli bir ilişkiden sonra; delicesine aşık olduğu Türk adam ona,
kardeşinin Almanya’da yaşamasını istediğini ancak onu bir türlü getiremediğini
bunun içinde Helga’nın ona resmi nikah kıymasını istediğini söyledi…
Aslında söylemekten daha ziyade emretti demek daha doğruydu..
adam onu sadece bilgilendirmiş ve Türkiye’ye uçuş biletini almıştı…
Helga bunun yanlış olduğunu çok kere söyledi.. bana ters dedi..
beraber yaşadığım adamın kardeşi ile sadece kağıt üzerinde de olsa evli olmak;
bunu çevreme izah edemem, kendim kabullenemem ama adam:
- vızırdama kes…! ! ! Dedi ve start verildi…! ! !
Helga; Türkiye’ye geldiğinde onu sevgilisin ailesi
ve resmi evlilik yapacağı kayınbiraderi karşılamıştı..
eve götürdüler resmi nikah hazırlıkları sırasında kayın biraderinin evli
ve iki çocuklu olduğunu öğrendi… Karısı da yanı başındaydı
ve Helga’nın gözlerini oyacakmış gibi bakıyordu..
Nitekim arada sıkıştırdı ve bıçağı dayadı Helga’nın boğazına,,
- eğer kocamın koynuna girersen seni parçalarım, doğrarım… dedi
Helga dilini bilemediği bu kadının neler anlatmak istediğini çok iyi anladı..
Kendi dilinde asla, asla! ! O benim sevgilimin kardeşi demeye çalışsa da
kadın onu dinlemedi ve çıktı odadan..
Ama akşamına kayın biraderi denen adam onun yatağına gelmek istedi.
Helga çığlığı bastı ve kendini sokağa attı.
Kayın biraderi ve o anda evde bulunan tüm aile erkekleri de onun peşinden …
sokakta bir kovalamaca vardı ki gecenin sessizliğinde,
canhıraş, bir kovalamaca… Helga, ana caddeye geldiğini
ve orada koştuğunun farkına vardı… Tabi aile erkeleri de onun peşinden…
yoldan geçen araçlar onlara selektör yapıyor.. korna çalıor..
yahut, erkeler arabalarının penceresinden sarkıp
ona bir şeyler söylüyorlardı hem de hayasızca…! ! !
Pamuklu saten bir pijama üstü ve bir blucin vardı zerinde o kadar! ! …
Derken tepesinde ışıkları olan bir araba Helga’nın önün kesti
ve İngilizce, hoş geldiniz dedi bir polıs..
Helga, hemen bilebildiği kadarı ile İngilizce
beni memleketime gönderin gibi cümleleri peşli peşi sıralamaya başladı
ama bu İngilizce bilen polıs ona durmadan
ve sadece Türkiye’ye hoş geldinizin dışında hiçbir şey demiyordu..
Kimse onun dilini yada İngilizceyi bilmiyordu..
Aile erkeleri polislere, mahcup ve korkar bir şekilde yalvar yakar konuşmaya çalışıyorlardı
ama nafile polisler Helga ve aile erkeklerini aynı aracın içine doldurup karakola getirdiler..
Helga için fuş gözaltısı… ;)
Aile erkeleri içinde Kadın satıcısı şüphesi ile gözaltı yapmışlardı..
Hep beraber karakolda nezarette bekliyorlardı..
Helga’da dayanılmaz bir korku, utanç
ve mide ağrısı vardı ki tarifi mümkün değildi…
Aile erkelerine birkaç telefon görüşmesi yaptırdılar
ama helga ile kimse konuşamadı, zira dilini bilen yada bir tercüman bulunamadı..
Nihayet sabah olmuştu ama belli ki
aile erkekleri durumu münasipçe kendi açılarından anlatmış
ve polisleri inandırmışlardı…
Onu nezaretten çıkaran memur, elle taciz ederek
aile erkeklerinin yanına doğru iteleye iteleye getirdi…! ! !
Helga istemiyordu, ne burayı nede bu aileyi…..
Bir an kayın biraderinin üstüne doğru geldiğini gördü
ve anında adam onun kafasına kafasına yumruklar indirmeye başladı
ve tekme tokat dayak atıyordu..
Herkeste bir uğultu bir hengame bir patırtı gürültü
ve karakol kapısının önüne atıldılar hem de hep birlikte..! !
FİLM KOPTU HELGA’DA.. OLANCA AKLI GİTTİ..
İşte o anda kurtuluşun yolunu; blucinini karakol kapısının önünde sıyırmak
ve orta yere sı..makta buldu…! ! !
Selam ve Saygılarımla
Nazende Kaya
Nazende KayaKayıt Tarihi : 14.10.2014 18:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!