Tam şafak sökecek ruhumun dehlizlerinde derken
Işıktan oklar karanlığımı delsin diye beklerken
Bir zalim kurşun parçaladı ciğerimi,kanattı benliğimi
Dost bildiğim,can bildiğim, benden etti beni
Sımsıkı hayata yapışan ellerimi
Ruhum uzaklarda bir tepede yalnız bir ağaç gibi
Ben mi terketmişim sevdiğim zannettiklerimi
Ağlasam mı isyan mı etsem
Yoksa yok mu saysam tüm kaybettiklerimi
'Hiç yaşanmadı aslında' tesellisiyle
Hayatıma girdiğin an başladı hayatım
Ben senden önce aslında yaşamadım
Üşümüştü ellerim buz gibiydi yüreğim
Sıcacık ellerinle ılık sular gibi aktın içime
Esir ettin beni aşkla bakan zeytin karası gözlerine
Koşuyorum
Bana sunulmuş meçhul bir yolda
Ayaklarıma dikenler batıyor
Yüreğim kanıyor
Koşuyorum
Kim şiir yazar?
Ya ölesiye dertli
Ya aşıktır
Ya da deli...
Yoksa hayat
Akıyorsa seyrinde bitevi...
Ne çok az sevmişim seni!
Ne çok az yakalamışım gözlerini
Ne çok bilememişim değerini
Hiç aklıma getirmemişim bir gün gideceğini
Elini eteğini toplayıp aniden yolculuğun
Sensizliği hiç sevmedim
Nefes aldıkça beni sensiz
bırakma
Ellerimiz soğuyana kadar
Gölgeni üstümden çekme
bırakma...
Bırakma beni
Bırakma ellerimi
Kayar giderim boşlukta
Hissedemez olurum
Bedenimi ve herşeyimi
Her gördüğüm güzelliği
sen diye seviyorum
İçime bir sevinç doluyor
Burnumda güzel kokular
İçime çekiyorum sanki seni
Eylül'üm
Hayat düz bir çizgide ilerlemiyor ki herşeyin mükemmel , sorunsuz olmasını bekleyelim. Hayatı hayat yapan sayısız değişkenlerin hepsini birden kontrol gücüne sahip değiliz maalesef. Kader kavramı da tam burda devreye girerek insanı sakinleştirir. Ve irademizle seçtiklerimiz ve irademiz dışındaki değişkenler diyerek kabullenme yoluna gider insan. Esas olanda o aslında. Parametre seçimini bir yerde belirleyebiliriz ama ya elimizin ve gücümüzün dışında kalanlar!!!
İnsan tek başına yaşasa bile atmosfere etki edemez, kontrol edemez. Etmek ister mi evet...işte bu isteme insanlığın uygarlık yolunda ki ilerlemesine sebeptir. Hayatını oluşturan değişkenleri kontrol altına alma isteği ve gücü gelişmişlik olarak yansımıştır.
Burada şu düşünülebilir? Özgür bir düşünceye sahip olmayan bir insan bu değişkenler üzerinde kafa yorabilir mi?
Yoksa birilerinin kendisi için biçtiği hayat yolunda kendini yormadan yol alıp, çıkan aksaklıkları yolun kaderi diyerek sineye mi çeker. İkincisi insanı bir nebze sorumluluklarda ari, çıkan her sonuca razı ve de aslında çok mutlu edebilir. Ama insanı asla geliştirmez. İşçi arılar gibi balını yapar kafası rahat yatar uyur. Bir görevi sadece tevdi etmek işin en kolayı. Zor olan o işin ne olacağını tasarlamak, hesabını kitabını önceden yapabilmektir. Kendi hayatını bile birileri tasarlıyorsa uzun vadede pasif varlıklar haline gelebilir insan.
Özgür birey olmak hem çok zordur aynı zamanda da insanlığın ve bilimin gelişimi için elzemdir. Üniversiteleri sürekli kontrol altında tutarak bilim üretemezsiniz. Yeri gelip en uçuk fikirlere bile tahammül gösteremeyenlerin insanlık tarihine hiç bir katkısı olamaz.
Sadece çizdikleri çizginin üstünde yürümesini istediğiniz bir insanın farklı bakış açısı kazanması mümkün değil.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!