Filiz Çelik Şiirleri - Şair Filiz Çelik

Yüreğimin en gizli satırlarına Hüzünlerimi yazdım, yazdım ağladım Aşksız geçen yıllarımın hatırına Gözyaşı şarabımı içtim, içtim ağladım Hadsiz hesapsız hülyalara daldım Gecenin koynundan umutlar çaldım Yine başıma aşılmaz hudutlar aldım Bir gönül çölünde yandım, yandım ağladım Bir türlü başa çıkamadım aklımla Satırları karaladım bin öfke çalımla Gezdim Kaf dağını en dertli yanımla Vuslat bayırına, baktım, baktım ağladım Küle oldum gönül evimde canıma susadım Yanmak mı dedin ateş dağındaki gizemli adım Dillerden dillere türkü gibi düştü aşk-ı yâdım Leyla’nın dilinden nameler yaktım, yaktım ağladım Yüreğimin sesini duyan aşka icap ederdi Gönlünü yerden yere çalar hicap ederdi Kim bilir bir şiirle, bir romanla hitap ederdi Dert ile bağrıma vurdum, vurdum ağladım Filiz ÇELİK

Resmine öyle, öyle derin bakamıyorum Gücenirsin diye aklım gidiyor Her gün kadehlerimdesin yudum, yudum Kızarsın diye aklım gidiyor Cesaretim yok ki derman aramaya Susarsın diye aklım gidiyor Sana hep sevda dolu besteler yaptım Okumazsın diye aklım gidiyor Gözlerine mana, mana bakamıyorum Yüzünü çevirirsin diye aklım gidiyor Sınırsız olsa da hattım telefon açamıyorum Meşgule alırsın diye aklım gidiyor Kapına hep kırmızı güllerle gelirdim de Kapıyı açmasın diye aklım gidiyor Farkına varmadan bu deli, deli sevdamın Gidersin diye aklım gidiyor

KÖZÜM ÜSTÜNE

Vardım dost bağını seyran eyledim
İki söz söyledim izim üstüne
Döndü bana öyle bir baktı ki
Hal kalmadı çöktüm dizim üstüne

Koskoca bir yangının ya da yanılgının ortasındayım. Yüreğim ağır yaralı bir ölüm türküsü çalıyor ötelerden Aynalarda parçalıyorum yüzümü, ellerim kanıyor Yüreğim yanıyor, yüreğim kanıyor Satır, satır efkârımın bacası tütüyor bir eylül akşamında Senden sessizliği bozacak, bir tiz bile yok Bu kaçıncı kahvem bilmiyorum. Hüzün telvelerinde kayboluyorum Daha sabaha çok var gecenin en koyusundayım Nerelerdesin can Nerelerdesin Yoksa ben bir hayale mi kapıldım Yürek pencerem hep açık görmüyor musun can Kaç mevsim daha geçecek? Kaç âşık daha benim gibi yanacak söyle, söyle can Madem gelmeyecektin, madem sevmiyordun Neden bekle dedin. Neden yüreğimi yaktın neden beni nöbet, nöbet gözyaşına mahkûm ettin can O kadar ucuz muydu yüreğim, o kadar çaresiz bıraktın ki Senden sonra aklımla barışık değilim, hüzün gölünde yüzüyorum can Ne olur bir haber gönder Bitsin bu çile İki büklüm bir köşedeyim Kurtar beni bu hüzün hecelikten Dağlara dayadım sırtımı Uçurumun ucuna varmak üzereyim Ya gel yada haber gönder Bitsin bu çile Nerelerdesin ey can Mezar taşıma adımı çoktan yazdım İki kürek toprak bekliyor beni Ben ölüyorum Nerelerdesin can Nerelerdesin

Gözyaşı ibriğiyle suladım Kar yangınlarımı Ellerimde kurudu deste, deste güller Bir yanım buz dağı, bir yanım saman alevi Yazılacak tek cümlenin Yaşanacak bir aşkın İntihar halisin sen Her gecemde bir isyan Gündüzümlerimde ihtilalsin Yüreğime biçilmiş kaftansın sen Sen beni kör yangınların ortasında bırakan Kan kırmızı güllerin Çığlık, çığlığa yıldız yıldız gökyüzünden dökülmesisin Yasak sevişmelerin arkasında gizli Bir yürek yangınısın sen Gecenin intihar mavisinde kalmış Efsunkâr bir gönül şarabının Dicle gibi gözyaşlarsın sen

Dağlar geçit vermiyor halim yaman Yüreğimi dağlıyor kocaman bir aman Hazan oldu mevsimim yüreğim talan Dostlar yüzüm gülmüyor bugün Bağlamamda dertli bir uzun hava Ağlıyorum yüreğime vura, vura Ciğerimde köz, köz oldu yara Ruhum isyan içinde yaman bugün Bir mektup aldım gurbet elinden Uyuyamadım gecemin seherinden Yandım kavruldum ta şuramdan Başım dağ, dağ duman bugün Yiğidim sırtından kurşun yarası almış Günlerce söylememiş darağacında kalmış Uzun, uzun düşünmüş hayalime dalmış Her yanım feryadı figan bugün Gözlerim hüzün gölünde ark oldu Yüreğim umut dağından çark oldu Yollarım kapandı, yollarım şark oldu Ellerim ayaklarım prangalı bugün Yüreğimin semasına matemler doldu Sevda gülüm, gönül vazomda soldu Yiğidim birden bire bize ne oldu Perişanım, çaresizim bugün Yüreğim kanıyor bin bir eyvah ile Dermansız dertle matemi vah ile Her gün gözyaşı tespihinde bin ah ile Dilimde bir sermayedir kalan bugün Beni benden aldı bir gönül padişahı Yüreğimi yaktı aşkının külli şahı Kondurdu bahçeme bülbül-ü ah-ı Yaşamak mı gayrim haram bugün