Senle sensiz çatlıyor vakit,
her bakmayışında bir mevsim eksiliyor içimden.
Bir yandan çoğalıyorum yokluğunda,
bir yandan küçülüyorum sana yetişemedikçe.
Bir sabır var bende, tüfün bile bilmediği.
Köküm göğe uzanıyor, toprağım sensin hala.
Bir dua gibi kazındın damarlarıma,
her nefesim senin yokluğuna yazılmış bir ayet.
Bir dağ var içimde,
üzerine her rüzgar geldiğinde biraz daha yontuluyor.
Sesini o kadar yükseğe sakladın ki,
gök bile seni duymaktan vazgeçti.
Sustuğum her şey, seni anlatıyor artık.
Fırtına nereye değse, adını fısıldıyor.
Ben dokunmam sana;
çünkü bazı güzellikler, dokununca eksiliyor.
Bir ışık düşüyor gözkapaklarıma,
belki senin bakışından arta kalan bir kıvılcım.
Bir karanlık büyüyor içimde,
belki de senden uzak kalan yanım.
Uçuruma verdim ayaklarımı
Sen filiz, Ben bildiğin kaktüslerden değilim
Çöle yakışır görülen her Serap
Üflersen Dağılırım bir hindiba gibi
Ruhumu bekleyen sonsuzluğu bilmem ben,
Tutuşup sönen bir çam kozalağıdır sensiz düşlerim
Rüyalarım alacakaranlığa bakar Ben güneşin olmadığı bir diyarda kardan adam değilim
Söyle bana;
Sen, nasıl bu kadar cennet kokusu?
Sen, nasıl bu kadar kalp kuytusu?
Sen, nasıl bu kadar yağmur dokusu?
Sen, nasıl bu kadar kaybetme korkusu?
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 01:24:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!