* Filistinde Bir Çocuk Şiiri - Yorumlar

Hülya Ekmekçi
36

ŞİİR


0

TAKİPÇİ


nicedir karanlık burada gökyüzü
is’li bir il! örtmüş güneşi, bitirmez güzü
bu yüzden yıldızlar yenik bombalara
dumandan sisten kırpamıyor gözünü
bilemedi büyümeyi kaç kuzu
uçurtmamda değil sadece kurşunun izi

Tamamını Oku
  • Bedri Tahir Adaklı
    Bedri Tahir Adaklı 10.01.2009 - 11:42

    Bu küçük mısralara neler
    sığdırmışsınız şairim. Belki
    bir kitap, belki çileli bir hayat
    acıların ızdırapların diyarı olan
    ülke insanlarının acılı hayatları
    güzel dile getirilmiş
    Tebriklerimi sunarım. Selamlar

    Bedri Tahir Adaklı

    Cevap Yaz
  • Mahmut Nazik
    Mahmut Nazik 10.01.2009 - 08:54

    Merhaba. Duyarlı yüreğini kutlar, bir demet sevgiyle selamlıyorum. Müsade edersen bu kan emicilerle ilgili düşüncelerimi daha önce yazdığım bir 'şiirimle' paylaşmak istiyorum.. Dost selamlar..
    Ödüller Verin İşbirlikçilerinize Katillerinize,Entel Fahişelerinize

    Bir yıl değil
    Beş yıl değil
    Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
    Bir yanlışlık var bu işte.
    Bu gidişte bir terslik var
    Bu gidiş gidiş değil

    Bir yanlışlık var bu işte.
    Hiç mutlu etmedi insanı,
    Mucitleriniz, icatlarınız;
    Hiç mutlu etmedi bizi,
    Putlarınız, ilahlarınız.
    Ne dersiniz?
    Sizce neden dersiniz?

    Bir yanlışlık var bu işte:
    Geçinirken, dokuz aptal bir kaşıkla;
    Herkes daha mutluydu hani.
    Baş koyarken dokuz nüfus bir yastığa
    Şimdi herkesin kaşığı ayrı
    Yatağı da yorganı da var.
    Ama ne oldu sanki?
    Ne verdik insanlığa!

    Bir terslik var bu işte,
    Bu gidişte bir yanlışlık var.
    Ailenin ve atomun
    Çekirdeği parçalanmamışken;
    Alırken canları sıtma ve karahumma,
    Yani penisilin bulunmamışken henüz;
    Güneş, ay ışığı,çıra ve
    İdare lambasıyken ışığımız,
    Her şey apaçık ortadayken,
    Dışa vuracak bir şey biriktirmemişken,
    Bu kadar dolu ve şiş değilken karnımız;
    Eldeki nasırla,
    Akıtılan terle doğru orantılıyken zenginliğimiz;
    Nehir akarken,kendi yolunda

    Ayıplanmazken ağlamamız, gülmemiz;
    Ağladığımızda dağı taşı yırtarken böğürmemiz;
    Bir vadi dolusuyken kahkahamız;
    İnsanı sokacak kalıplar dökülmemişken henüz;
    Okula giden çocuklara,
    Aman yavrum, diye başlamazken
    Uğurlamamız, güle gülemiz;

    Sevdamızı türkülere,
    Sevgilimizi güllere,
    Çiçeklere serperken;
    Ferhat’ı dağlara,
    Mecnun’u çöllere düşürüp;
    Keremi yakıp kül eden aşk:
    Bu kadar kolay,
    Bu kadar aciz
    Bu kadar ortada,
    Yani bu kadar ucuz
    Ve bir gecelik değilken henüz;
    Daha bir tatlıydı sevda,
    Daha kıymetliydi sanki.
    Daha bir saygılıydı sevgili.
    Ve aşk daha hesapsız, kitapsız
    Daha da bir deli..

    Gülen yüzümüz,
    Gülüşümüzken armağanımız;
    Veren elimiz,
    Seven yüreğimizken sermayemiz
    Daha bir mutluyduk hepimiz.

    Bu işte bir terslik
    Bir yanlışlık var bu gidişte.
    Dikensiz gül bahçemiz var ama
    Güllerimiz kokusuz.
    Aşımız, ekmeğimiz
    Ve aşkımız tatsız tuzsuz

    Otoyollar asfaltlar yapılmamışken;
    Cilt cilt kitaplar yazılmamışken daha;
    Yani plastik icat edilmeden;
    Süt şişeye, su poşete girmeden önce yani;
    Gökyüzü mavi,
    Masmaviyken denizimiz;
    Kıyıya vuracak kadar çok değilken pisliğimiz;

    Yani diyesim o ki:
    Mayınlanmamış,
    Tel örgülerle bölünmemişken;
    Ülkemizin ve yüreğimizin sınırları.
    Marks,
    Daskapital’i yazmaya mecbur kalmadan;
    Keynes zehirini akıtmadan önce;

    Yani, paylaşım
    Yani yurtseverlik kitapların
    Bilinmeyen sözcükler bölümünde;
    Okul kitaplarının en arka sayfasında
    Yer almazken imece;

    Daha bir günaydınlıydı günümüz,
    Daha kardeşçe,
    Daha duru,
    Daha berraktı düşünce.

    Bir yıl değil
    Beş yıl değil
    Diyorlar ki:''Diz çök eğil! ! '''
    Bir yanlışlık var bu işte.
    Bu gidişte bir terslik var
    Bu gidiş gidiş değil


    Bir terslik var bu gidişte.
    Hiç insanı mutlu etmiyor
    Makineleriniz, verileriniz.
    Kimseyi mutlu etmiyor,
    Petrol varilleriniz.
    Ne dersiniz?
    Sizce neden dersiniz?

    İnsanı yaşatmıyor
    Saniyede attığı mermi sayısı,
    Her gün artan silahlarınız.
    Hiç mutlu etmedi insanı;
    Mucitleriniz, icatlarınız;
    Hiç mutlu etmedi bizi,
    Putlarınız, ilahlarınız.
    Bu işte bir yanlışlık,
    Bir terslik var bu gidişte.
    Nasıl, niçin;
    Sizce neden
    Sizce kimden dersiniz?

    Şu gazetelerde geçen
    Kundaktaki Filistinli bebeğin,
    Alnındaki kızıl lekeyi;
    Karanfil mi sanırsınız! ?

    Hani mesela,
    Timsah gözyaşlarıyla izlediğiniz!
    Akbabanın başında ölümünü beklediği;
    Hani şu fotoğrafçısını kahreden;
    Hani şu
    Akıbetini merak ettiğiniz;
    Yarı canlı, Afrikalı çocuğa
    Ne oldu dersiniz?

    Başka kanları,
    Başka canları da katın sermayenize.
    Vietnam, Irak, Kore,
    Bilmem ki daha kimleri aldınız listenize.
    İki yüz bin Kızılderiliyi,
    Hem de öz yurdunda
    Öldürmekle başladınız, seri katilliğinize.
    1902 yılına kadar
    On yılda
    Yok edip bir milyon Filipinliyi,
    Yani nüfusun altıda birini
    Katlederek devam ettiniz serinize.
    Şöyle buyurdu: Senatör Bevaridge,
    ’’Bizi soykırımla suçluyorsunuz:
    Onlar Avrupalı değil,
    Amerikalı değil bizim öldürdüklerimiz,
    Onlar oryantal.’’ Her neyse!

    Japonya’da
    Attığınız bomba,
    36bin ton TNT
    Yani, üç bin altı yüz kamyon
    Dinamite eş değerde,
    İki yüz elli bin insan
    biçilmiş ekin gibi yerde.
    Ve hala etkisi devam ediyor
    Yerde gökte
    Denizde, toprakta,
    Açan çiçekte,
    Dökülen yaprakta,
    Yeni doğan her bebekte;
    En önemlisi
    Seven,
    Sorgulayan her yürekte


    Daha dün Panama: beş bin
    Vietnam’da iki buçuk milyon kayıtlı ölünüz;
    Irak’ta bir milyon küsur;
    Rakam net değil,
    Katliniz bitmedi henüz;
    Devam ediyor zulmünüz.

    Ya işbirlikçilerinizin eliyle katlettikleriniz! ?
    Katillerini hep siz eğittiniz,
    Hepsinde sizin kanlı elleriniz.

    Brezilya’da sayılamıyor,
    Binlerce köylü;
    Bolivya’da çoğu madenci otuz bin,
    Şili’de otuz beş bin ölü,
    Binlerce kayıp.

    Arjantin: Kaç olduğu belli değil,
    Nehirler, göller, yerin altı, yerin üstü ölü dolu.
    Kolombiya’da üç yüz yirmi bin;
    Guatemala iki yüz küsur bin kayıtlı,
    Yirmi bin kayıp.

    Küba: Altmış bin
    Endenozya: bir milyon
    Yetmez mi bunca ayıp?
    El Salvador’da yetmiş bin
    Kamboçya ve Laos’ta bir milyon
    Ve daha milyonlarca sayamadıklarımız.

    Artsın diye talanınız;
    Şişsin diye göbekleriniz;
    Devam ediyor halkını boğmaya,
    Köpekleriniz, işbirlikçileriniz;
    Devam ediyor kıyıma kasaplarınız,
    Cellâtlarınız, tetikçileriniz.

    Utanın insanlığınızdan;
    Utanabilirseniz,
    Eğer utanmayı bilirseniz

    Korumak için kendinizi kininden, öfkesinden;
    Fili, Afrikalıya öldürttünüz,
    Deveyi Araba dövdürttünüz.
    Şeytana pabucunu ters giydirir,
    Oyununuz, entrikanız, ikiyüzlülüğünüz.
    Siz ki
    Halkın dinini, inancını;
    Haçını, kilisesini, mabedini,
    Kuran’ını, İncil’ini;
    Siz ki
    İnsanın rengini, bedenini;
    Erkeğin kişiliğini,
    Kadının dişiliğini
    Kendi pis çıkarlarınız için kullandınız.
    Siz ki,
    Çürüyen bedeninizi,
    Çaldığınız organlarla değiştirdiniz.
    Siz ki
    Bebeğinizi,
    İtinizi, köpeğinizi,
    Öldürdüğünüz bebeklerle beslediniz.

    Kıtlık,
    Ölüm,
    Zülüm,
    Ve kan.
    Ve de sayamayacağın,
    Kaydını tutamayacağın kadar
    Sakat insan.
    Kimse bilmez kopan bacağının,
    Çalınan organlarını akıbetini.

    İşte bu, sizin eseriniz.
    Caniyi titretir,
    Şeytanı merhamete getirir;
    İşkenceleriniz, zulmünüz.
    Katlliğinizle
    Caniliğinizle
    Maharetinizle
    Musibetinizle
    Övünebilirsiniz.

    Zulmünüzle
    Böbürlenebilir,
    Kan kusan kalemleriniz.
    Kibirlenebilir;
    Kanla yazılmış,
    Şerefli tarihinizle;
    Övünebilirsiniz.

    Şiltler takın
    Madalyalar takın generallerinize!
    Savaş muhbirlerinize
    Ödüller verin entel fahişelerinize!

    Ama şu gözlerdeki ışıltıyı,
    Şu yanaktaki gülüşü
    Söndüremeyeceksiniz.
    Öldüremeyeceksiniz
    Yürekteki çocuğu.
    Bu uzun yürüyüşü
    Durduramayacaksınız.

    Unutmayın,
    Barıştır daim
    Her zaman sevgidir,
    Son sözü söyleyen;
    Döndüremeyeceksiniz.

    O çocuğun akıbetini biliyorum,
    Ama demeyeceğim,
    Affedersiniz!
    Çünkü
    Bu halinizle siz,
    İnsan değilsiniz.
    Ama
    Şunu bilmelisiniz
    Annesinin ölümüne sebep olan
    Silah Avrupa,
    Kurşunu amerikan patentli.
    Fotoğrafın kâğıdı da USA antetli.

    Japonya’dan, Şili’ye;
    Kan kırmızı karanfilden,
    Beş sütunlu on tonluk file;
    Alacağı var sizden, biliyor musunuz?
    Alacağı var sizden,
    En basit organizmadan,
    en gelişmiş yapıya;
    Evrimin gelecek halkasına varana
    Ki genlerini bozdunuz;
    Yerin, göğün;
    Havanın, suyun, toprağın;
    Bozulan her hücrenin,
    Sararan her yaprağın,
    Demografik yapının
    Alacağı var sizden,
    Alacağı var sizden
    doğan ve doğacak olan her çocuğun
    borçlusunuz.
    Ve siz,
    Halkın, hakkın, ve insanlığın,
    Doğanın ve tabiatın önünde suçlusunuz

    Zulmünüzle
    Böbürlenebilir,
    Kan kusan kalemleriniz.
    Kibirlenebilir;
    Kanla yazılmış,
    Şerefli tarihinizle;
    Övünebilirsiniz.

    Utanın insanlığınızdan;
    Utanabilirseniz,
    Eğer utanmayı bilirseniz

    Şiltler verin
    Savaş muhbirlerinize
    Madalyalar takın generallerinize!
    Ödüller verin işbirlikçilerinize
    Entel fahişelerinize!

    Bunca ölüm, bunca zulum;
    Dinsiz, imansız,
    Ve merhametsizken zalim;
    Susmuşsak,
    Pısmışsak;
    Düşmüşsek birbirimize.
    Yuh olsun size!
    Yuh olsun bize!

    Mahmut NAZİK 25.03.2008 MERSİN

    Cevap Yaz
  • Hayrullah Kocasakal
    Hayrullah Kocasakal 10.01.2009 - 06:06

    Elbet sonu gelecek saltanatlarının. SAbır

    Cevap Yaz
  • Mübeccel Zeynep
    Mübeccel Zeynep 10.01.2009 - 02:44

    kara lekeliler işbaşında

    ve tüm insanlık sınavda

    kan akmaya devam ediyor...

    bebekler ölmeye...

    insanlık sınav sonuçları mı?

    belki de çok yakında...

    Cevap Yaz
  • Nazife Görgün
    Nazife Görgün 10.01.2009 - 02:01

    TUTULDU DİLİM İNSANLIĞIMDAN UTANDIM UTANMAYANLARI ALLAH cc HAVALE EDİYORUM BU KAN AKITTIKLARI CAN ALDIKLARI DÜNYADADA KINIYORUM LANET OLSUN İNSANIM DİYE YAŞAYAN BU KIYIMCI İBLİSLERE YUH OLSUN YUUUUUH TÜM GÖZ YUMAMLARA YUHHHHHHH

    Cevap Yaz
  • Ayşe Bakkalcı
    Ayşe Bakkalcı 10.01.2009 - 00:07

    İnsanlık nerede?
    Bu zulüm son bulmalı,
    duyarlı yüreğinize sağlık.

    Sevgiyle/ Ayşe

    Cevap Yaz
  • Seher Güral Ercan
    Seher Güral Ercan 09.01.2009 - 23:19

    Duyarlı kaleminize tebrikler...emek verilmiş bir sayfa ...kutluyorum.

    Cevap Yaz
  • Osman Öcal
    Osman Öcal 09.01.2009 - 22:12

    DUYARLI KALMİ TEBRİK EDİYORUM.SELAM VE DUA İLE.

    Cevap Yaz
  • Abdullah Ramazan
    Abdullah Ramazan 09.01.2009 - 22:05

    yürek yangını bir şiir okudum kaleminizden,tebrikler.sevgi ve saygılar sunarım...

    Cevap Yaz
  • Şemsettin Ağar
    Şemsettin Ağar 09.01.2009 - 21:47

    Yüreğine ve emeğine sağlık can kardeş.
    Sözün bittiği anlarda yüreğin yangında kor oluşudur hissedilen.
    Rabbim müsebbiplerini kahhar ismiyle kayhreyleye inşallah.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta